KAR HELVASI
yürüyordu kadın
belki bir babaanne belki de bir anneanne nine mi nine az bir şey kalmıştı kadınlıgından yaşamın olmuştu kendisi gögüsleri yere dogru uzamıştı fırın pidesi osmanlı mı osmanlı ve yıllar saçlarında yuvalamış aklanarak zordur çözmesi elinde baston vuruyordu yere hırsını gözlerinden birinin kaçmıştı feri kayınvalide yadigarı kırıktı taktıgı gözlüğü acımadan vurmuştu gelininin başına kirkiti kıskanmıştı biricik oglunu ne de olsa uşaklı halı tezgahı anıları elinde ata bindiği günlerin çiziyordu resmini bir aşk masalı anlatırdı bazen de kurtuluş günlerini kurtuluş zabiti babam süleymanı filistinden geldiği günü trenlerin kurtuluşda nasıl öttüğünü anlatırdı torunlarının anlayamadıgı yaşı epey vardı giydiği elbise miydi çaput muydu belli degil artık ne önemi vardı bastonla yürümeye çalışıyordu yılların birkimi ölüme yakındı hazırdı gelecek ecele ancak böyle degil kar helvası istemişti bir kış günü son arzusu karamadılar karla pekmezi sanki yakınlarına çekilmez bir yüktü bir çakısı vardı dişleri kesmezdi çakı keserdi en çok elmayı severdi kabuklarını soyarak yerdi bir akşam üstü bir kış günü zehmeride bu dünyayı titreyerek terketti kimbilir belki de küfretti o benim halamdı adı ATİKEYDİ anneme bizim gelin derdi ne yalan söyliyeyim bizim gelin ona çok iyi bakardı bazen tertemiz yıkardı sebebsiz bir kıskançlık kaplardı benim de içimi ne yazı kki bizim gelin de bir gün sonsuza gitti her ikisi de kimbilir şimdi gökyüzünde belki de nerelerdedir bilmek isterdim orada kar helvası var mı kiii karla pekmezi kim karacak kiii i metin ŞAHİN Asrın ozanı |
Bu manada yazdığınız yürek okuntusu hakkıyla şiir olmuş…
Tebrikler…
Teşekkürler.