-Başlıksız-
aklımdan uzun kuyruğa düştüm
kellemi görürseniz söylemeyin ölü tanıdıklardır peşimdekiler şimdiki prensler gri atlı tozlanmışlar mı mağaralarda köhne mamutlar kadar dolansın kordon yalnızlığıma doğuncaya dek kusacağım kırık kubbenin vitrin ömrüne rafine insan yağlarımı kanayan köksüz kavuşmala rmı çağlarda çavlan kirlenmeyi görmeden çöpgözler dik gölgeler mi tartışacaktır et takunyalı tellağın ten parıltısını örümcek yiyen kavimler varken yordamsız gırtlaklarda bir somun tiner açlığı sürünüyor uygunsuz adım ayaklanan direniş heceleri talancı kakavanla raprap düşünceli gülmekse askerin son arzusu olmalı omzuna yüklenirken yaşamın cenazesi ben ki timsah düşü nil’de uykusuz kürdanda acı çeken voyvoda eksosgazı sancısıyla kıvranıyorum kopuk dünya mazeretidir sunulduğum barkodlu kimlik acısı kusursuzluğun yarası hızlandığım duvardasın acıtmıyor hurdanın leşi olmak böceğin görüntüsü ikindide kalkacak beşköşeli çember yamuğunda antigeometrik beş vakit alışacak bana elbet denizden uzak dursun atık fenerler ejder gazabında zevkimin çıkarı ne şiir de yazmamalı korkulukta kargalar yosun tutmuş miş’li geleceğin örgüsünde aykırılık yokmuş.. |