-Başlıksız-
yine geldin
eteklerinde güvercin sesleri yeni biçilmiş nehir atlasından yüzün siyah bir orman saçlarında yağmur, derin bir suya düşen ot parçası en uygun zamanı sordum bir takvim bir saat nasıl geride bırakabilir insanı yaz vakti sarı bir urgandır aldırma kaça bölünür kuş kanadı uçarken boynumdan sonra odalar vurgun yeri derin karanlık dipleri vurgun gel seninle kuşatalım çocuklardan başlayarak küçük kenti kentin adı sonraya kalsın bahçede yeni bir sürgün gibi bir dal nasıl bölerse güneşi kendine uygun tutanakları ve pası yağmur suyunda erimiş sokakları. sen hangi tepeyi uygun bulursan oradan bak kadınımsın ocakları yanan evleri acem kuşlarının hangi mahallede sevgidendir diye uçtuklarını bilirsin bu kentte de çok şeyler eksik kahveler sürgün yeridir, sokaklar bebelerin sürgün yeri biz kenti tanımalıyız çocuklardan çünkü tartıyı koyduk yüreklerimizi değil şu kentin bütün kentlerini dünyanın gel bak açık kitap gibi önümüzde şu okul bahçesinde ne zaman büyüdü bu ağaçlar diyebiliriz kimin ellerinde diyebiliriz. |
selamlar