1
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
44
Okunma
Hastanede çıkacak diye umutla beklerken
“başınız sağ olsun” dediler…
O gün kaç yıl yaşlandım bilmiyorum.
Saatler bir anda üzerime çöktü,
takvimler sustu.
İnsan bir cümleyle bu kadar çöker miymiş,
meğer çökermiş.
Kapıdan aynı bedenle çıktım ama
içimdeki ben orada kaldı.
Kalbimden bir parça sedyede gitti,
nefesim koridorlarda kayboldu.
Ağlamadım hemen;
çünkü bazı acılar
gözyaşını bile beklemez,
insanı taşa çevirir.
O gün orada bitmedi hiçbir şey…
Sadece herkesin hayatı kaldığı yerden akmaya devam etti,
benimki ise
o cümlenin içinde takılı kaldı.
Eve döndüğümde
duvarlar tanımadı beni.
Yatağın bir yanı soğuktu,
sessizlik çok gürültülüydü.
Kapıyı açıp
“anne” diyeceğin anı bekledim.
Ayakkabılarımı çıkarmadan bekledim,
belki sesin gelir diye.
O kapı bir daha hiç açılmadı
ama ben her gün
aynı yerden bakmaya devam ettim.
Beklemekten vazgeçmedim aslında,
sadece beklerken nefes almayı öğrendim.
Geceler uzadı,
sabahlar gelmek bilmedi.
Uyku bile senden izin alıyordu.
Gözlerimi kapattığımda
ilk sen geliyordun aklıma.
İnsan evladını toprağa verince
dünyaya emanet gibi basıyormuş.
Her adım fazla,
her gülüş suç gibi.
Herkes “güçlüsün” dedi,
kimse güçlü olmayı
seçip seçmediğimi sormadı.
Güç dedikleri şey
aslında mecbur kalmaktan ibaret.
Bazı günler
adını içimden bile söyleyemiyorum,
boğazım düğüm düğüm oluyor.
Bazı günler de
herkese anlatmak istiyorum seni,
unutulursun diye korkuyorum.
Bir annenin en büyük korkusu buymuş:
Evladının adının
sessizlikte kaybolması.
Ben ikiye bölündüm o gün;
biri dışarıda ayakta duran,
biri hâlâ
hastane koridorunda bekleyen.
Ve her “nasılsın” sorusunda
yeniden duyuyorum o cümleyi.
“Başınız sağ olsun” diyorlar…
Başım değil, yüreğim eğiliyor.
Sağ olsun dedikleri şey
çoktan toprağın altında,
bana kalan
onsuzluğun ağırlığı.
Mevsimler değişti diyorlar,
ben fark etmedim.
Bende takvim
o günde durdu.
Ne bahar yeşerdi içimde
ne kış geçti.
Gökyüzü bile
biraz daha uzak artık.
Dualar ediyorum,
kabul olmadığını bile bile.
Çünkü bir anne
umudu kaybetse de
yalvarmayı bırakamıyor.
Belki bir rüya,
belki sesini duymak…
İnsan bazen
en küçük kırıntıyla yaşar.
Ben seni toprağa vermedim,
kalbimin en derin yerine koydum.
O yüzden nefes alırken acıyor,
o yüzden yaşıyorum ama
hep yarım.
Ve bilsinler diye söylüyorum:
Bir anne evladını kaybettiğinde
hayat bitmez deniyor…
Doğru.
Hayat bitmez.
Ama anne
bir daha asla tamamlanmaz.