8
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
133
Okunma

Usulca devriliyor gece,
Avuçlarımda birikmiş kış güneşi.
İlk defa sıyrıldı sisin perdesi,
Ruhumun dar ve taşlı sokaklarından.
Bir anlık sükûnet, bir nefes arası,
Beklenmedik bir huzurun kıvılcımı.
❥
Gözlerin, eski bir istasyonun
Ahşap banklarında unutulmuş.
Mühürlenmiş mektuplar gibiydi,
Yıllarca okunmaya hasret, el değmemiş.
Kayıp bir hatıranın gölgesi,
Sessizliğin nabzını tutarken.
❥
Omuzumda taşıdığım gökyüzü,
Birden hafifledi, yüküm azaldı.
Sanki bin yıllık bir yorgunluk,
O an seninle paylaşıldı, dağıldı.
Zamansız bir karşılaşmanın büyüsü,
Sadece bir bakışla, anlaşıldı.
❥
Yıllar geçmişti böyle.
Her sabah aynı kapıdan çıkar,
Aynı taş merdivenleri inerdim.
Hayatım, öngörülebilir bir döngüydü.
Adımlarım, rutubetli duvarlarda
Yankılanan tekdüze bir alkıştı.
❥
Ne bir rüzgâr eserdi yüzüme,
Ne de içimde çalınan bir şarkı.
Ta ki sen gelene dek, ansızın,
Kapıyı çalan bir misafir gibi.
Sen, yarım kalmış bir türkünün notasıydın,
Eksik bir melodiye eklenen son hece.
❥
Perdeleri yırtan, gürültüyü bozan,
Tozlu bir gramofondan yükselen bir ses.
O seste hem coşku hem de veda vardı,
Tıpkı baharın son günleri gibi.
Hızlı ve kısa ömürlü bir temas,
Beni yeniden hayata bağlayan bir nefes.
❥
Sana o gün cesaret edip,
Hangi limanın fenerisin sen?" diyemedim.
Sadece elimdeki o ince, çizgisiz defteri
Tereddütle sana uzattım,
İçinde; ne zaman biteceğini bilmediğim,
Yolculuğumun kayıp pusulası vardı.
❥
Bir tebessümle kaşın kalktı, şaşırdın.
Ama hemen sonra anladın, sezgilerinle.
Bana ait olmayan, başkasına ait
Sıradan bir ceketi giymiştin.
Oysa ben, sadece gözlerindeki
Uzaklaşma isteğini okumuştum.
❥
Düğmelerini iliklerken bile,
Sanki bir vedanın telaşı seziliyordu.
Sana hiç ait olmamış bir yolculuk,
Beni benden alıp götüren kısa bir rüya.
Yalnızlık uzun zamandır
Benim yegâne adresim," diye fısıldadım.
❥
Sen ise, uzaklaşan bir trenin
Son vagonundaki ışık gibiydin.
Göz kamaştırıcı bir parıltı,
Ama durdurulamaz bir gidişin müjdesi.
Hızla eriyen bir an, yakalanamayan;
Asla olmayacak beşinci mevsim gibi.
❥
Arkandan seslendim:
Güneş, daima en büyük ayrılıkların şahididir!"
Omuzların hafifçe sarsıldı, duraksadın.
Cevap vermedin ama anladım.
Sadece o ceketten yayılan o tanıdık,
Tütün ve ıhlamur kokusu kaldı geride.
❥
Şimdi, elimde yalnızca
İçine hiçbir şey yazılamamış boş bir defter.
Ve kalbimdeki tüm kuşların,
O bitmeyen, telaşlı hicranı.
Gidişin, ilk tebessümle uyandığım o sabahı sildi;
Sen gitmiştin.
Ve ben, senin vurduğun yerden, halen hicranla mühürlüyüm.
Cemre yaman
5.0
100% (12)