2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
45
Okunma

Bu med-cezirlerden yorulduğum doğrudur.
Bir yükselme, bir alçalma; durulmayan bir deniz gibi.
Oysa ben kıyıya demir atmayı seçmiştim.
Enkaz dediğin yer, şimdi karaya vurmuş bir gemi gövdesi.
O misafir gitmiyor.
Senin yorgunluğun, bu göğsün paslı çivisi gibidir.
Herkes "geçti" dese de, geçmedi.
Sadece senden kalanı ezberledim.
İlk günkü fırtına değil bu, bir rutin dalga boyu.
Dokununca yakmaz ama her seferinde kalbimi oyup durur. Unutmak, ismini silmek gibi kolaydı. Alışmaksa; her nefeste yastığımda seni ölmektir.
Yokluğun, benim en yüksek gelgitim oldu.
Bir inip bir çıkan, göğsüme kazınmış bir grafik.
Sana sitem etmiyorum, ne faydası var ki?
Senin vedan, benim en soğuk kışım. Ben o kışta, kumdan kale değil, taştan bir set çektim.
Duvarları, senin bıraktığın sessizlikten.
Tavanı, geri çekilen suyun izi. Dışarıdan bakma,
İçeride, sana ait bir gölgeyi yaşatmaya zorlanıyorum.
"Unut" diyenler, bu denizin derinliğini bilmez.
Bu sızı, benim sana verdiğim sözün feneri.
Onu söndürmek, pusulamı kaybetmek olur.
Yürüyorum, gülüyorum; ama tenimde izlerinle.
İyileşme değil bu.
Sadece yokluğunun sesini kimseye duyurmadan dinlemeyi öğrendim.
Ne medet ne de özür.
Bizim limanlarımızı ayırdın.
Şimdi bu enkazın üzerinde, taşlaşmış bir kaya gibi duruyoruz. Bu acı, beni eski benden temizledi, geriye sadece sana kalan bir ben kaldı.
Sızım geçmedi, okyanusum kurudu. Unutmak imkansız.
Yıkıldım sanma, alıştım.
Sensizliğin kendisi oldum.
Dışarıdan bir güneş vuruyor ama camlar buzlu.
O parlaklığın, içerideki gölgeyi değiştirecek gücü yok.
Onlar dışarıda, deniz kenarında güneşlenirken, ben sensizliğin en derindeki akıntısıyla anlaşmayı tamamladım.
Ne kadar ışık gelse de bu karanlık benim yine sabit noktam.
Olduğunu öğrendim.
Her sabaha uyanmak; senin izlerinin zorunlu kontrolüdür.
Yoksa nefes almayı unutur, o sessizliğe gömülürüm.
O kor ateşin, ciğerime nefes diye dolmasıdır.
Senin adın artık bir kelime değil,
Bir eylem biçimi bu,
iyileşme değil; bir otomatik pilot programı.
Aslında korktuğum, senin bu acıdan silinmen.
Çünkü o giderse, bu enkazın tek tanığı kalmayacak.
O zaman, senin gerçekten hiç var olmadığını sanacağım.
Bu sızı, benim sana tutunma çabamdır,
Derinlik korkusu; seni benden
ikinci kez koparma ihtimalimdir.
Geçen gün aynaya baktım,
senden arta kalan bir yüz gördüm orada.
Eski ben, o med-cezire dayanamayıp boğulmuştu.
Şimdi kalan kişi, cezirin biçimlendirdiği yarım bir heykel. Beni tanıyanlar şaşırıyor, iyileştiğimi sanıyorlar.
Hayır, değişmedim. Senin gittiğin yere dönüştüm.
Yüzeyde gülüyorum, yiyorum, yürüyorum; buna hayat diyorlar. Ama altımda, okyanusun dibinde, bütün hatıralar susturulmuş.
Ben o sessizlikle yaşıyorum, kimsenin duyamayacağı dip gürültüsüyle.
Yani evet, buradayım. ama
O sadece dış iskeletim.
Acım mı geçmedi? Hayır.
Ben, senin yokluğun oldum.
Yıkıldım sanma.
Sadece bu sensizliğe alıştım.
Cemre Yaman
5.0
100% (3)