0
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
37
Okunma

tuna’dan cend’e, merv’den horasan’a esen rüzgar
önce bizim gönlümüzden geçerdi
dağların dili vardı, taşların da hafızası
türk obalarının duaları göğe çıkan dumanı gibi yükselirdi
kervan yolları sadece ticaret değil
kader taşırdı, keder taşırdı, haber taşırdı
her devenin adımında bir hatıra yeniden yankılanırdı
her çan sesi bir göçün ağıdı olurdu
bu çağda söz çok ağırdı, mertlik ise keskin
bir bey öfkelendiğinde oba susar
bir bilge gözlerini kapatsa rüzgar bile yönünü değiştirirdi
zira adalet, gölge değil gövde isterdi
gövdesi sağlam bir toplum
bir ok gibi göğe uzanırdı
lakin zaman hep imtihan ederdi insanı
altınla birlikte nifak da girerdi çarşıya
kimisi gönlünün terazisini bozar
kimisi menfaatle yolunu karartırdı
biz dua ettik,
ya rabbi, kalplerimizi eğri çizgiden,
bahanelerin çıkmazından
ve hırsın kör kuyusundan uzak et.
bazen bir oba çökerdi
bazen bir yiğidin içi
bazen bir otağın kapısına uğrardı rüzgar,
geçmişin ağıtlarını fısıldardı
biz gördük ki kudret, kılıcın parıltısında değil
kılıcı tutan bileğin vicdanında saklı
merhamet çekilince
en sağlam sur bile içten çatlar
ve anladık ki,
taş hatırlar
toprak sitem eder
insan unutsa da
zaman asla unutmaz
*
Mehmet Demir
81223