0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
66
Okunma
Biliyor musun anne;
Sonrası mı… ne varsa gömdüm içime.
Anlaşılmasın diye üstüne çiçekler ektim,
Kökleri sızladı her birinin,
Yine de belli etmedim kimselere.
Altı mezarlıktı yüreğimin,
Üstü bağ bahçe durdu yakından bakamayanlara.
Ben ki her baharı acıyla suladım anne,
Affet… yüreğimin kırgınlığı onaydı,
Sesim hep sana çıktı,
Öfkem dünyaya, sitemim zamana,
Ama acım hep çocukluğumdan sakındığım bir oyuncağa benziyordu.
Biliyor musun anne;
Kırıldığım her şeyde “düşmedim” dedim,
Oysa dizlerimdeki yaralar hâlâ senin üflediğin yerlerde kanıyor.
Büyük görünmeye yeltendim ama
İçimde hâlâ senin eteğine saklanan bir çocuk yaşıyor.
Ben büyüdükçe o küçüldü,
Ben sustukça o ağladı,
Ben sustukça dünya daha bir gürledi üstüme.
Söyle anne,
İnsan kendi içindeki karanlığa kaç kere yenilir?
Kaç kere “iyiyim” deyip çöküşünü duvarlara sürer?
Kaç kere yutkunur da boğazında biriken taşları kimseye göstermez?
Ben işte öyle günlerde kaldım anne,
Gün gibi görünen gecelerde,
Gecesi olmayan sabahlarda,
Ateşi sönen ocaklarda…
Biliyor musun anne;
Yolumu kaybettim dememek için
Karanlıkla arkadaş oldum.
Gölgem bile yanımda kalmadı bazen,
Bir tek senin duaların yürüdü arkamdan.
Adımı andıkça içimde bir pencere aralandı,
Sanki kırk yılın yükü
Bir tek "yavrum" deyişine sığdı.
Ben ki suskunluğun gölgesinde büyüdüm anne,
Ağlamayı içimde öğrendim,
Gülmeyi dışarıda.
Kimse bilmedi toprağına döndürdüğüm hayallerimi,
Kimse duymadı omuzlarıma vuran fırtınayı.
Ama sen…
Sen hep bilirdin.
Sesimin titremesinden,
Gülüşümün kırılmasından,
Gözlerimin bir anlığına karanlığa dalmasından…
Şimdi söylüyorum anne;
Mezarlık biriktirdim içimde,
Her birine bir isim verdim:
Kırıklık, yalnızlık, gurur, sitem…
Ama hepsinin başında senin adınla büyüyen bir erdem yatıyor.
Sen öğrettin bana dimdik durmayı,
Eğilmeden yürümeyi,
Düşsem de tekrar kalkmayı.
Ve biliyor musun anne;
Ben bu ömrü,
Kırık dökük yanlarımla da olsa,
Senin duana sığındığım için taşıyabildim.
Sen yoksan nefesim eksik,
Sen varsın ya… dünya biraz tamam,
Karanlık biraz aydınlık,
Ben biraz insanım hâlâ.
Affet anne…
Yüreğimin kırgınlığı onaydı,
Ama sözüm hep sana çıktı.
Kırdım kendimi, kimse duymadı.
Ağladım içimden, kimse bakmadı.
Düştüm, sakladım.
Ama sana her zaman doğruldum.
Ve şimdi…
Gömüp üstüne çiçek açtırdığım ne varsa
Hepsini alıp getiriyorum sana anne:
Senin o şefkatli ellerin dokunsun da
Belki bir bahar daha filiz verir içimde…
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)