3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
98
Okunma
Anne
Gece usulca çökerken adını çağırdım yine, anne.
Sessizlikten bir kapı açıldı içimde,
Senin nefesin sandım,
Senin sıcaklığın sandım,
Ama elime sadece karanlık doldu.
Yastığın boşluğu hâlâ bir yara.
Her sabah yatağı düzelttiğimde
Sanki senden kalan son izleri toparlıyorum.
Gülüşün…
Bir fotoğrafın kenarında hâlâ ışıyor,
Dokunmaya kalkınca
Zamanın tozuna karışıyor.
Sen gittikten sonra saatler bozuldu anne.
Dakikalar yürümeyi unuttu
Ve günler bile sensiz daha ağır.
Sanki zamanı döndüren ellerin
Bir daha gelmeyecekmiş gibi.
Her gece bir çocuk beliriyor içimde:
Kapının eşiğinde sana koşmaya hazır,
Dizleri yara, gözleri umut dolu.
Koşuyor…
Ama sana varamadan
Karanlık kapanıyor üzerine.
Beni en çok bu kırıyor:
Dizlerim değil anne,
Yüreğim kanıyor artık.
“Üzülme yavrum, karanlık geçer” demiştin.
Geçmedi anne.
Geçmeyen tek gece
Sensiz olanmış meğer.
Gökyüzüne bakıyorum bazen…
Bulutlar ne zaman ağlasa
Sanki evren senin yokluğuna eşlik ediyor.
Rüzgâr saçlarıma dokunurken bile
Parmaklarının hayali titreşiyor tenimde.
Büyüdüm sanma.
Biz annesiz kalanlar
Hiç büyümüyoruz anne
Sadece susmayı öğreniyoruz.
Ve şimdi bu satırları okuyan herkes bilsin:
Bir anne giderse
Dünya biraz daha eksilir.
Bir evlat, ne kadar yaşarsa yaşasın,
İçinde hep küçük bir çocuk kalır—
Annesinin sesini bekleyen.
Ben her sabah adını içimde taşıyorum:
Bir dua gibi,
Bir sızı gibi,
Bir evlat gibi,
Bir anne gibi…
5.0
100% (4)