1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
47
Okunma
Bir yanın sessizce duruyor içimde,
Bir yanın çoktan gitmiş gibi.
Biraz buruk, biraz kırgın,
Ne eksik ne tam…
Sadece o kadar,
O kadar ki:
O bile fazla…
Ben şimdi bu yarım kalmışlığın kıyısında,
Geceyi suçlayan bir kandil gibi yanıyor içim.
Gölgen, omzumun gerisine tutunmuş;
Sözlerin, rüzgârın elinde savrulan birer kırıntı artık.
Adını her andığımda,
Zaman içime ikiye bölünüyor:
Biri sensizliğin buzuna,
Diğeri senden kalan sıcak bir anıya.
Hangi kapıyı çalsam sen kokuyor,
Hangi sokağa dalsam izlerini taşıyor taşlar.
Yürüdükçe çoğalıyor yalnızlığın,
Konuşmadıkça büyüyor sesin.
Ben seni en çok sustuğunda işittim;
En çok gittiğinde kaldın içimde.
Bazen diyorum ki:
Belki de bizim hikâyemiz,
Dağların ardına saklanan bir halk ezgisiydi;
Söylenirken yarım bırakılmış,
Bitince de kimsenin inanamadığı kadar gerçek.
Belki de biz,
Birbirine değemeyen iki yakamozduk;
Aynı sularda parlayıp
Aynı karanlığa düşen.
Oysa bak, hâlâ bir uğultu dönüp duruyor içimde:
Adın, sanki unutulmak istemeyen bir nehir gibi
Her sabah yeniden akıyor damarlarımda.
Seninle konuşmadığım her dakika
Bir çağın çöküşü gibi ağır,
Bir ömrün kırılması gibi keskin.
Yine de biliyorum,
Her aşk kendi gölgesini taşır yanında.
Bizimkisi biraz uzun,
Biraz ısrarcı,
Biraz da kaderin dilinde sert bir kıvrımdı.
Yolu gelene açık,
Gidene dar;
Ama kimseye tam sığmayan bir yazgı.
Şimdi soruyorum kendime:
Bu kadar eksilen neydi bizden?
Ne zaman inceldi de koptu bağ?
Sustukça çoğalan bu boşluk
Hangi elimden kayıp gitti?
Yine de bil:
Her şeye rağmen
İçimde bir yer hâlâ seni taşıyor —
Sızlamayan, itiraz etmeyen,
Sadece varlığıyla duran bir yer.
Bir yanın sessizce orada bekliyor,
Bir yanın çoktan gitmiş olsa bile…
Ve ben,
Bu iki yarımın arasında
Kendimi en çok sen sandığım bir vakitte,
Sessizliğine tutunup konuşuyorum:
Gitmişsen de hoşça kal,
Kalmışsan da artık sus.
Çünkü bu hikâyede,
Söz bile fazla.
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)