0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
53
Okunma
Gitme demeye kalmadan gittin…
Zamansız, nefessiz, sessiz bir veda bıraktın ardında.
Ölüm bile bu kadar erken olmamalıydı.
Bir mezar taşı kadar soğuk, bir vedasızlık kadar eksik kaldım.
Ağlamak yine bana düşüyor,
Her dua bir yara gibi açılıyor içimde.
Gidenlerin ardından ağlamak kolay sanılır,
Oysa senin ardından dünya bile sustu.
Kaldı çocukluğum sende,
Kırık oyuncağım gibi kaldım bir köşede.
Bir gülüşünle aydınlanan o eski günleri
Şimdi karanlık bir fotoğraf gibi saklıyorum.
Yokluğun, toprağın altındaki sessizlik kadar ağır…
Ne güneş ısıtır artık, ne gece uyutur.
Sensizliğin nefesi boğuyor beni her sabah.
Ve senin bundan haberin yok.
Yolun sonunda kaldım, “gel” diyemem artık.
Dur diyenim yok, dön desen duyamazsın.
İçimde bir uçurum, adınla kazılmış.
Her gecenin sonunda o uçuruma düşüyorum —
Ölümün kadar sessiz, yokluğun kadar derin.
Sen gittin ya…
Artık hiçbir sabah doğmuyor içimde.
Ne dua kaldı dilimde, ne umut gözlerimde.
Toprak aldı seni, ama nefesimi de beraberinde götürdü.
Bir mezar başında büyüdü sessizliğim.
Her gece adını fısıldıyorum toprağa,
Belki duyarsın diye.
Ama taş bile senden daha sessiz,
Rüzgâr bile senden daha uzakta.
Fotoğrafına bakarken gülüyorum bazen,
Ama o gülüşte gözyaşının izi var.
İnsan hem yaşar, hem ölür mü birden?
Ben sende öldüm, senden sonra yaşamaya mecbur kaldım.
Bir sigara yakıyorum her anışta,
Dumanı göğe karışıyor, belki sana dokunur diye.
Bir parçam seninle çürüsün istedim,
Ama ölüm bile beni senden kıskandı.
Gözlerimde kalan son ışığı da yokluğun söndürdü.
Artık içimdeki her dua, toprağın altında yankılanıyor:
“Bir gün gelirim yanına,
Ama önce biraz daha ölmem gerek...”
Artık ne dualar tutuyor seni,
Ne geceler geri veriyor adını.
Bir mezar taşında dondu kaderim,
Ve ben, sensizliğin tam ortasında kaldım.
Bir ses aradım, rüzgâr bile susmuştu.
Toprağa eğildim, “dön” dedim fısıltıyla,
Ama sessizlik bile senden daha canlıydı.
Gözlerim yandı, ağlamaktan değil,
Seni bir daha görememekten.
Bir kalp, aynı yerden kaç kere kırılır bilmiyorum,
Ama benimki artık dönülmez bir yolda paramparça.
Ne varsa içimde, seninle gömüldü.
Bir ben kaldım, ölmeden ölenlerden.
Gecenin koynuna sinmiş bir yas,
Ve o yasın içinde senin adın.
Artık gelsen de olmaz,
Gitmişliğin büyüdü, mezar kadar gerçek.
Ben de sustum…
Çünkü bazı acılar,
Ancak ölüm kadar sessiz taşınır.
5.0
100% (1)