2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
123
Okunma
Manaya bakmasını bilmemişse göz...
Güzel de bir…
Çirkin de…
Kimi aynaya bakar da kendini görür,
Kimi gönül aynasına bakar da Hakk’ı bulur…
Göz bilmeyince, gönül susar!
Söz tükenir, dil yanar… kalp durur!
Bir tebessümde sır vardır,
Bir bakışta bin mana…
Ama kim anlar ha?
Kim anlar gönlün yazısını…
Ağlamadan, yanmadan, yıkılmadan!
Bir zamanlar ben de bilmezdim…
Güzele güzel derdim,
Çirkine bakmazdım!
Sonra anladım…
Güzellik… cilalı bir aynanın üstündeki tozmuş meğer.
Toz gider, ayna kalır;
suret gider, mana kalır.
Bir gün bir derviş dedi ki:
“Evlat… göz gördüğüne değil,
gönül duyduğuna inan.”
O zaman fark ettim…
Ne güzeller gördüm, içi karanlıktı…
Ne yıkık gönüller tanıdım, içinde cennet vardı!
Manaya bakmasını bilmemişse göz…
İsmi “aşk” olur ama cismi “heves”…
Kalp olur ama ritmi nefse göre atar.
Söz olur, ama ruhu yok…
Dua gibi başlar her cümle,
Ama sonunda menfaatle biter…
Ey insan!
Sen ki, bir bakışla yıkılan,
Bir sözle dirilen varlıksın!
Neden hep dışını süslersin,
İçini ihmal edersin?
Bir bak bakalım şu hayata yeniden…
Bir çiçeğe, bir taşa, bir insana…
Hepsi aynı hikâyenin farklı sayfası…
Ama sen kitabı değil,
kapağı okuyorsun!
Unutma…
Bir yüzün güzelliği kadar içi temiz olsaydı dünya…
Hiç kimse kalmazdı karanlıkta…
Ama göz bilmez…
Gönül susarsa…
Manaya bakmasını bilmemişse göz…
Bir çirkin de melek olur,
Bir güzel de maskara…
Çünkü güzellik,
ışığın yansıması değil…
Hakikatin yankısıdır!
Ey gönül!
Bir gün perdeler kalkarsa eğer…
Ne yüz kalır…
Ne suret...
Sadece mana kalır ...
Sadece O kalır...
Kadir TURGUT
5.0
100% (2)