0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
167
Okunma

Her köşede bir vitrin: sahte tebessüm, kiralık yüz,
Yüreğini satanın bile “onur indirimi” var bugün.
İnsan pazarı kurulmuş — kalpler sergide,
Ve “erdem” raflarda, son kullanma tarihi dün.
Ah, ne güzel yalanlar söyleniyor şimdi,
Söz, artık dilde değil; pazarlama dilinde.
Hakikat, giydirilmiş ipek bir iftirayla,
Vicdanlar ise birer vitrin mankeni hâlinde.
Bir zamanlar utanç kırmızıydı — yüz kızartırdı,
Şimdi moda olmuş; herkes yakasında taşıyor.
Ahlaksızlık, terfi aldı;
Alçaklık, kariyer merdivenini koşarak aşıyor...
“Helal” artık sadece reklamlarda,
“Günah” trend olmuş sosyal medyada.
Yalancılar ödül törenlerinde ışıldıyor,
Ve dürüstler sessizlikle sürülüyor arka sokağa...
Bir selam bile artık strateji,
Bir tebessümün altı gizli dosya.
Kimse iyilik yapmıyor gönülden —
Hepsi “itibar yatırımı” defterine işliyor bunu...
Bak, sokakta bir dilenci var:
Bir zamanlar adammış,
Ama karnını değil, onurunu doyurmak istemiş.
Şimdi aç — çünkü “utanmak” modası geçmiş...
Dindar maskesiyle gezen tüccar ruhlar,
Riyakârlığın mabedinde vaaz veriyor.
Her biri "hakkın sesi" diye bağırıyor,
Ama cüzdanlarının sesi çok daha tok geliyor...
Birileri hâlâ “ahlaktan” bahsediyor,
ama çıkarına değmediği sürece.
Şeref artık altın gibi değil,
Kripto hesaplarda dalgalanan bir değerce...
Anne, çocuğuna “iyi ol” demeyi unutmuş,
Baba, rızkını helal kılmayı.
Öğretmen doğruluğu öğütlüyor,
Ama notu "hediyelik" bir çikolatayla tartıyor...
Şair susmuş, çünkü alkışa dert satmak yetmiyor artık.
Filozof susturulmuş,
Çünkü düşünmek ekonomik değil.
Ve hakikat, sustuğu yerde alay konusu olmuş.
Ah, bu çağ!
Hırsızlar kahraman,
Hainler diplomat,
Mazlumlar ise “provokatör” damgasıyla susturuluyor...
Kimsenin alnı terlemiyor artık,
Sadece ekranlar parlıyor.
Bir butonla infaz, bir “beğeniyle” idam!
Adalet, algoritmaya devredilmiş.
Birileri hâlâ “ahlâk dersleri” veriyor,
Kendi günah defterinden alıntılarla.
Kürsülerde konuşuyorlar:
“Temiz toplum için birlik olalım!”
Ama o ellerin her biri kirli,
Ve her söz, kendi kokusunu bastırmak için parfümlü...
Vicdan, artık bir tarihi eser:
Müzelerde sergilenecek kadar nadir,
Ama kimse bakmıyor —
Çünkü giriş bileti “samimiyet”,
Ve o çok pahalı bir şey.
Ey çağın insanı!
Sen ki kendine bakmadan her şeyi sorgularsın,
Karanlıkta değil,
Kendi parlak ekranında kaybolmuşsun.
Aynaya değil — “filtreye” inanırsın.
İşte bu yüzden çürüyorsun,
Üstelik gülümseyerek...
Bir gün gelir,
Bu topraklar yüzünü değil — kalbini gömer senin.
Ve mezar taşına tek bir cümle kazınır:
“Burada, çıkarı bittiği için ölen bir insan yatar.”
Artık rezillik alkışla ödüllendiriliyor,
ve doğruluk — yalnızlığın en eski hali.
Ama unutma:
Bir toplumun çürümesi,
ahlaksızların çoğalmasıyla değil,
dürüstlerin susmasıyla başlar...
Erol Kekeç/30.10.2025/Namazgah-Çamlıca/İST
5.0
100% (2)