17
Yorum
71
Beğeni
0,0
Puan
708
Okunma

“Soluk kadardı! O soluk ki bir ömre bedel candı…”
Kimse bilmiyordu
Gönlümde yatan aslanı.
Gönül sır sandığı
Sırra malik olansa sadece Allah’tı!
O yeterdi kimsesize…
Sahipsiz sanılanın sahibi
Mazlumun yanında zalimin de ilahıydı.
Yer şahit, gök şahitti.
Tuttuğum dal
Sığındığım liman
Gölgelendiğim ağaç
Aldığım yol
Uyuduğum döşek şahitti…
Yalnızlık içine sıkışmış vesveseden sıyrılmak!
Sabır…
İlahın sunduğu ne güzel metanet
Ne büyük ilaçtı…
Harlanır serzenişler
İkindi geçmişinden
Akşama yakın bir vakitte
Gün yolcu
Hayatın yarım yüzü karanlığa gebe.
Hisler, dudak titreğinden
Kirpik çarpıntısıyla vurur kalbe
Ritminden kopuk
Tutsak ve amade!
Bellekte izler
Akılda takılan tinler
Nedense yarını değil geçmişi özler…
Zaman aynı
Mekan aynı
Aynı…
Ama…
Hep yarını bekliyoruz
Biliyormuşuz gibi yarınlarda ne saklı?
&&&
Geceye girmeden günü düne uğurluyor
Sabahı değişecekmiş gibi iple çekiyoruz.
Neden?
Dünün artık olmadığını kabullenmiyor
Yarının varlığından emin olamadığımızı fark etmiyor
Zamanın andan ibaret olduğunu bilmiyoruz!
Hayat ne dün ne yarın
sadece an var — andan içeri…
Hükmümüz ne geri almak,
Ne ileri geçebilmek
Ne bir saniyeden dahi içeri…
Dağını arayan yetim bir sızının ağırlığı dizlerimde
Ne bu yükü taşıyacak takatteyim
Ne de kendimi yüklenecek kudrette…
Varmış ve yokmuşların aralığından
Akan gurbet kuşlarını izlemekteyim
Ne menzilimde siluetleri
Ne de gölgelerinden bir esame kalmış.
Boşluk içinde boşluk…
Tutamak yok tutasın
İpi yok, sarılasın!..
Evvelin öncesi, ebedin sonrası;
İnanmasam
Kim bilir canımı daha ne çok acıtacaktım…
Üryan geldik
Üryan mı gideceğiz?
Kirin pasağın şimendiferine kapılıp
Kükürt dolu monoksitlerle kirlenmiş
Zamanda ve yolda
Düdük mü çalacaktık?
Öyle ya
Para güç kimdeyse düdük onda.
Çal düdüğü, kışkırt seyret,
Kazı kazan gibi oyna
Sonra sıkıl
Ve…
Çal düdüğü bitir.
Kahraman sensin,
Nobel sensin,
Dünyanın ayarı sensin…
Dalkavuklar bozmuş desem, zaten bozuktun;
İki kez doğruyu göstersen bile
İnsanlığa çöken kuduzsun!...
Ventili bozuk gaz bulutu gibi insanlık.
Patlayacak kadar sıkışan göğüsler,
Zen’lerin dudaklarında zılgıt.
Felsefi bir dogma kadar hiçliğe gömülmüş,
Nacirema sıfatlı yoz kültürün
“ze”ye kadar sürecek tiksinti abidesi…
Kırık nacakların kesmeyen ağızlarıyız biz
O ki köreldik
Bileyin nefesinden çekindik
Teraneler meyhanesinde meze bekleştik
Meze bizdik aslında, bizdik de bilemedik!
Bitti mi şimdi?
Ölen çocukların dramı…
Kalan birkaç tane daha var
Yarına sakla!
--Aklında olan onlar için planı…--