0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
76
Okunma

Anılar Atlası
Bu aralar üzerimde gecikmiş yağmurların
ağırlığı var.
Saatleri tersine çevirsem de
bir şey silinmiyor.
Hiç mektup gönderilmeyen bir adresin önünde,
di’li geçmişimiz dönüp duruyor.
Sana doğru yürüdüğüm sokaklar,
başkalarının adımlarına alışıyor artık.
Kaldırımlarda gölgeler,
birbirine girmiş sanki.
Sesin de, bir radyo frekansı gibi,
çatıya çarpa çarpa kayboluyor kulağımda.
Balkonlardan sarkan çamaşırların arasına
bir cümle iliştiriyorum:
"Sana geliyordum,
ama şehir yerinde yok."
Adımlarım, kaldırımların ezberini bozuyor.
Hiçbir taş yerini hatırlamıyor.
Bir sokak lambası titriyor uzakta.
Gölgem yere düşmeden kayboluyor.
Telefon kulübesinin camına buğulanıyorum.
Adını yazarken oraya,
rüzgar, harflerini içime çekemeden siliyor.
Şehrin üstü örtülüyor bir hatıra gibi.
Duvarlarda kalan parmak izleri,
hafızama sınırlarını çiziyor sanki.
Bir taksinin aynasındaki
yanlış ezberlenmiş adresler,
kendini silmeye çalışan sokak isimleri
birer birer düşüyor asfaltın köşesine.
Hangi yöne gitsem sığamıyorum.
Tabelalar başka dilde konuşuyor.
Dokunduğum her nokta
bir dilin arkeolojisi oluyor.
Sana geliyordum,
ama şehir çoktan unutmuş beni.
Gökçe KIZILDEMİR
28.02.2025 / 05.45
5.0
100% (4)