0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
184
Okunma

Ey sahtekarlar kervanı!
Sözünüz misk kokar görünür, içi çürük leş barınağı.
Ahlaksızlık tacını başına geçirip,
İffet kürsüsünden nutuk döken maskaralar!
Hakikat mezar kazıcısıdır diliniz,
Her heceniz, riyanın çamuruna bulanmış bir hançerdir.
Dürüstlüğü bezirgan eder satarsınız pazarda,
Her alışverişinizde vicdan kefen olur,
Onu da Şeytana taksit taksit ödersiniz...
Ey cemiyet!
Sen ki çöle dönmüş bir bağsın,
Kaktüs liflerin dağılmış,
Dalların diken, meyven zehir.
Yalan suyu ile sulanmışsın da
Hâlâ kendini gül bahçesi sanırsın...
Zalimin sofrasında kırıntıya kanarsınız,
Yetimin gözyaşını tuz diye çorbaya katarsınız.
Sonra da kürsüye çıkar,
“Adalet” dersi verirsiniz…
Adalet mi? Olsa olsa hırsızın yastığında uyuyan gölgedir!
Bugün tilki, vaaz kürsüsünden iman okur,
Çakal, sabırdan ders verir aslana.
Eşek, sırtındaki yükle halka sabır tavsiye eder,
Kurt, kuzunun masumiyetini över.
Her şey ters, her şey eğri;
Hakikat, işkence tahtına gerilmiş bir mahkûm.
Ey zamanın dalkavukları!
Her sözünüz hançer, her tebessümünüz zehir,
Her alkışınız zulme kefen olur.
Gözünüzde büyüttüğünüz kahramanlar
Aslında kendi cellâdınızdan başkası değil...
Ve siz ey suskun kalabalık!
Bütün bu curcunaya sessiz kalarak
Yalanın ortağı oldunuz.
Zira zalimin önünde eğilen baş,
Kendi mezar taşını da sessizce dikmiş demektir...
O gün gelecek ki:
Aynaya bakamayacak yüzünüz,
Dilinize dolanan yalan boğazınızı düğümleyecek,
Kendi gölgeniz bile sizden şikâyetçi olacak...
Ve siz yine de inatla diyeceksiniz:
“Ben değilim, ben bu değilim!”
Oysa tam da sizsiniz;
Çamurun içinden inci çıkar sanan,
Çürük meyveyi bal zanneden,
Hakikati mezara gömüp üstünde şenlik eden…
Ey devrin rezilleri!
Hakikatin tabutuna son bir alkış daha,
Yalanın mihrabında saf saf dizilin.
Çünkü bu devrin imamı yalancıdır,
Müezzini riyakâr,
Cemaati sizsiniz!
Erol Kekeç/04.04.2025/Sancaktepe/İST
5.0
100% (1)