0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
60
Okunma
Ben vardım bir zaman,
Kendimi tanımadan, seni tanımadan önce.
Sonra sen geldin,
Ve ben,
Kendimi terk ettim.
Sende öyle kayboldum ki,
Adımı unuttum,
Aynamı kırdım,
Benliğimi bıraktım kalbinin eşiğinde.
Aşk bir yoldur derlerdi,
Ben yol oldum senin ayaklarına.
Sen geçtin,
Ben kaldım.
Vuslatın eşiğinde sevinmedim,
Çünkü seni bulmak,
Beni kaybetmekti.
Ve ben razı geldim,
Adını bildiğim hâlde,
Adımı unutarak sevmeye.
Artık ne soran olur beni,
Ne ben kendime dönerim.
Çünkü vuslat bir yıkımdır bazen,
Aşk tamamlanınca
Ben yarım kaldım.
Geceleri kendimle konuşmam bile değişti:
“Sen kimsin?”
“Bir zamanlar seven biriydim.”
“Şimdi?”
“Artık yalnızca o sevdanın gölgesiyim.”
Ben sana kavuşunca değil,
Sende yok oldukça tamamlandım.
Yani vuslat,
Beni değil seni yaşattı içimde.
Ben sustum,
Sen çoğaldın her şeyde.
Ey aşk,
Sana ulaştığımda kendimi bulacağımı sanmıştım.
Meğer seninle ben,
Ben’siz bir ben olurmuşum.
Güldüğünde ben gülmez oldum,
Ağladığında ben sükût ettim.
Çünkü artık ben,
Senin duygularını hisseden bir gölgeydim.
Bir aynaydım sadece,
Sana bakan ama kendini göstermeyen.
Her vuslat bir kayıptır,
Bunu bilmeden yola çıkanlar
Kendilerini ellerinden düşürür.
Ben gözlerinden düştüm.
Ama yere değil;
İçine, en derin yerine…
Sana kavuşmak,
Senden gitmemi öğretti bana.
Çünkü seven, bazen terk etmelidir.
Sevdiğini yaşatmak için,
Kendinden vazgeçmelidir.
Ben artık bir isim değilim,
Bir mısra belki,
Bir dua,
Ya da sessizce çekilen bir kalp ağrısı.
Beni sorma,
Ben vuslatta unuttum kendimi.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(5 Ağustos 2025)
(Ben sevenlerden olmadım yalnızca,
Sevdiğinde kendini silenlerden oldum.)
5.0
100% (1)