1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
189
Okunma

İçimde sönen her kıvılcım,
Bir başka göğün bağrında yanıyor.
Tutunamayan yıldızlardan mı düştüm,
Yoksa çoktan mı içime gömüldüm?
Yeryüzüne yakın, ama göğe eğilmişim.
Her dua bir çiğ damlası gibi
İnmiş sineme ,
Toprağa yakınken,
Göğe en çok ben sığınmışım meğer...
Ben sustukça ses olmuşum,
Ben konuştukça içime susmuşum.
Bir faniyim, evet
Ama içimde sonsuzluğu delmiş
Bir çatlaktan sızan rahmetin izleri var.
Ey dost,
Her şeyin çok göründüğü bu devirde
Ben azlıkla çoğalmayı seçtim.
Susarak uyaranlardan oldum,
Gülerek ağlayanlardan...
Ve her gece, kendime:
“Bu sabah kim ağlayacak içimde?”
diye sordum.
Bir bulut gibi geçtim
Hiçbir yere tam yağmadan...
Ama gölgem yetti bazı üşüyenlere.
Kimi, başını koydu yüreğime
Kimi beni hiç fark etmedi
Ama ben
Hep oradaydım.
Görünmeyen, ama gerçek bir izdim.
Yangınım büyük.
Ve ben, bu yangında
Ne tamamen kül,
Ne tamamen dumanım.
Ben,
İçine doğmuşum bu ateşin.
Kırılmış kelimelerin çocukları gibiyim;
Ne hece tutuyor beni,
Ne anlam.
Ama yine de
Her harfime sığdırıyorum
Koca bir çağın ağlayışını.
Ben miyim bu yangının kaynağı?
Yoksa yanan ben değil,
Sadece içimde sakladığım
Binlerce susturulmuş dua mı?
Erol Kekeç/24.07.2025/Sancaktepe/İST
5.0
100% (2)