2
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
284
Okunma

imparatorluk çaresizce çekildi.
ardında sadece taş yığınları değil,
suskun çocuklar bıraktı.
bayrağın gölgesi kısaldı
artık sözler sarayın duvarlarında boğuluyordu.
ve biz...
bizi unutanlara inat,
kendi adımızı tekrar etmeye başladık
millet.
toprak belki parçalanmıştı,
fakat o topraklar hala bizdendi.
bize ait olan her şey,
o bir avuç cesarette saklıydı artık.
kalemden düşen bir harf,
siperde can veren bir asker,
bir annenin gözünden sızan yaş kadar kıymetliydi.
o vakit bile kimse kurtarıcı diye bağırmadı.
çünkü kurtuluş,
birinin gelmesinden önce,
bir halkın uyanmasıydı.
biliyorlardı bunu...
ve biri,
o uyanışı seslendirdi sadece.
ne birilerinin seçmesi ile geldi,
nede birilerinin emri ile geldi.
bir adım attı bandırma’da.
ardından yürüyen binlerce ayakla,
önceleri çok daha yorgundu…
sonra kararlı oldu.
çünkü ilk kez biri,
milletin diliyle konuşuyordu.
Amasya bir uyarı değildi,
bir işaretti duayla göğe yazılan
Erzurum, sadece bir kongre değildi,
bir halkın ilk defa
kendi kaderine imza atmasıydı.
Sivas direnişin kökü gibiydi,
İzmir ise,
zaferin çığlığı.
ve işte onun adı
sadece Mustafa Kemal,di
soyadı değil,
halk koydu onun adına o anlamı.
biz onu,
kürsülerde alkışlamadık.
kitaplardan ezberlemedik.
o çocukların ilk okuduğu hece idi.
toprağın kokusuna karışan
ilk sadelik’ti
ve düşmanın ezberini bozan
bir bakıştı sadece.
bugün,
bir çocuğun özgürce koşmasında,
bir kadının gülüşünde,
bir işçinin alın terinde
hala o vardır.
çünkü o yalnızca bir komutan değildi.
o bir milletin kendine dönüşüdür.
*
Mehmet Demir
111024