1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
127
Okunma
Allah
yüce bir dağ yarattı
dağ yalnızlık çekmesin diye
sarı çiçek bitirdi dağın katı bağrında
bulutları yoldaş etti onun gamlı başına
her dert gelir de geçermiş dedi mağara
ılık yağmurlarla yıkandı paklandı ferahlandı
tilki toprağın altındaydı, kartal yukarıdan bakardı
Keçi dağa tırmanırdı, bilinmezdi ki ne arardı
uçurumlar vız gelirdi, hoplar zıplar tırmanırdı
annesinden doğarken tam teçhizatla donatılmıştı
sinek camda yürürdü düşmezdi, aniden havalanabilirdi
sinek sesi güzeldi, küçük çocuk içten içe bunu bilirdi
karıncada ayak fobisi vardı, devler ormanında yaşardı
güve karanlık bir dolapta kazak kemirip yaşamayı başardı
gözünün biri şaşı, kafası büyük çelimsiz çocuk buna şaşardı
Suya düşen güveleri çöple kurtarmaya çalışan çocuk
belki de yanılıyordu, güveler zannettiği gibi boğulmuyordu
anneden ayrılmak ölüm gibiydi, ayrılmamak için nefes almıyordu
güveler suyla, çocuk havayla boğulur muydu, akıl edemiyordu
büyümek istemiyordu, büyürse gurbet denen bir zindana atılacaktı
ite kaka çıkartılıp sıcacık yumuşacık yuvasından istemeden ayrılacaktı
fakat mecburdu, yabancısı olduğu bu tuhaflıklarla dolu diyara alışacaktı
şaşı gözüyle çöp bacağıyla, vücuduna orantısız büyük başıyla barışacaktı...
Gülhan Çeliktaş
5.0
100% (6)