Bazen uzakta durup, bir sana bakıyorum deliler gibi, bir de kendime!
Şaşırıyorum sana baktığımda. Bendeki senin asıl sen olmadığına. Seni bende arıyorum, yoksun. Seni sende arıyorum, aradığım sen, sen değilsin! Ama ben yine de seni seviyorum.
Bazen bu yüzden kendimi yargılıyorum; “Sen bu kadar kör müsün?” diye. Dönüp de kendime bakıyorum, yanılıyorum. Çünkü ben kör değilim. Belki de bu yüzden aşkın gözü kördür. Yine de olsun diyor ve ben, seni körü körüne seviyorum.
Bazen, vurdumduymazlıklarına ve yalanlarına gülmek istiyorum. Ama gülemiyorum. Çünkü seni öylesine seviyorum. Öylesine, vurdumduymazlıklarınla, yalanlarınla, ilgi arsızlığınla seviyorum.
Bazen, dost diyorum, dostluğuna güvenemiyorum. Çünkü yaz yağmuru gibisin. Yağacak diye rapor edilse yağmıyor, yağmayacak denilse yağıyorsun! Bu yüzden ben, sana hep temkinli iyimserlikle yaklaşıyorum. Çünkü seni çok seviyorum.
Bazen, kullanıldığımı hissediyorum. Gereği budur diyor umursamıyorum. Özveri sevdiğin için yapılmayacaksa, ne için yapılır diyor, kendimi kullandırıyorum. Çünkü seni seviyorum.
Bazen, dönüp kendime bakıyorum. Enayi yerine konulduğumu, aptal olarak görüldüğümü, sevilmediğimi ve saygıyı bile hak etmediğimi görüyorum. Olsun diyorum aptallar da sever diyor, seni seviyorum.
Bazen vahşi yaşamda hayvanların sevgisini görüyorum. Hayvanlığa imreniyorum. Mesela bir çift kumruya, ya da angıtlara! Ama ben angıt bile olamıyor, yine de seviyorum.
Kısaca bazen ben uzakta duruyor, bir sana bakıyorum, dönüp karşıdan bir de kendime bakıyorum. Ne bakıp da gördüğüm sen, ne bendeki sen, sevdiğim o sen değilsin! Kendime bakıyorum, senden önceki ben ben değilim. Senden sonraki beni de bulamıyorum. Kendime tekrar soruyorum; evet ben ormanda bir hayvan olmak istiyorum. Çünkü insanlar gibi çıkarcı, riyalı, maskeli ve onurluca seviyorum.
Efkan ÖTGÜN
Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiir içimde bir yerlere dokundu; hem de öyle usulca değil, sesli sessiz bir çığlık gibi… Sevmenin en çıplak, en savunmasız hâlini öyle güzel anlatmışsınız ki; insan, sevilmekten çok sevmeyi seçecek kadar kendine dönüyor. Kör de olsak, kırık da olsak, bazen aptal yerine konsa da kalbimiz, “seviyorum” diyebiliyorsak hâlâ, işte o zaman insan kalıyoruz. Ve ne acıdır ki; en çok sevdiğimizde, en az görüldüğümüzü fark ediyoruz.
Bu şiir yüreğime dolan bir isyan gibi değdi. Sevmenin ne olduğunu, ne olmadığını; hayranlıkla bakarken aslında neyi göremediğimizi, neyi görmekten korktuğumuzu öyle derinden anlattınız ki… Kör bir sevdayı, akıllı bir kalple ama bile bile yaşamanın ağırlığını hissettirdiniz. Her dizede hem kendime hem sevdiklerime baktım yeniden. Ve fark ettim ki bazen en çok, içinde olmadığımız bir sevdanın tam ortasındayız.
Dizelerde kayboldum, ama güzel bir kayboluştu bu… Her mısra, insana insanı anlatan bir ayna gibi… Bu derinliği bizimle buluşturduğunuz için size sonsuz saygı duyuyorum.
Bu şiir yalnızca bir sevme biçimini değil, bir var oluş biçimini anlattı bana.
Güzel ve samimi düşünceleriniz için yürekten teşekkür ederim. Şiirler, duygularımızın aynasıdır; her okur, kendi penceresinden bakar ve başka renkler, başka anlamlar görür. “Uzaktan sevmek” başlığı altında farklı görüşler olması doğaldır; bu zenginliktir, sanatın gücüdür.
Memet’im gibi, hayatın zorluklarıyla sınanmış canlar için uzaktan sevmenin bir mecburiyet, bazen ise bir yaşam biçimi olduğunu bilmek gerekir. Uzaktan sevgi, varlığın sesidir; görünmez bağlarla örülmüş, kalpten kalbe uzanan sessiz bir köprüdür. O köprü, bazen en güçlü sarılmaktan daha derin, daha kalıcıdır.
Sevgi; yakınlıkla ölçülmez. Göz göze, el ele olamasa da, kalpte çarpan yürekler, duvarları aşar, demir parmaklıkları deler geçer. Uzaktan sevmenin güzelliği; beklemek, sabretmek, umutla yüreği diri tutmaktır. Aşk, bazen fısıltılarda, bazen haykırışlarda saklıdır. Uzaktan yaşanan aşk, bazen en büyük direniştir; yaşama, yaşatmaya ve yeniden var olmaya dair.
Sizin samimi eleştiriniz, düşüncenizin derinliği ve yüreğinizdeki o güçlü sevgi, bu duygunun başka bir yüzünü gösteriyor. Bu farklı bakış açıları, şiirin ruhunu zenginleştiriyor; çünkü sevgi bir tek kalıba sığmaz, o, binlerce renkten oluşan bir mozaiktir.
Memet’im için yazdığım bu şiir, uzaklıkta kalan umutların, dirençlerin ve sessiz sevgilerin sesi… Ve inanıyorum ki, aşkın gerçek gücü, nerede ve nasıl yaşandığına değil, yürekte taşıdığı anlama bağlıdır.
Hüzünlerden uzak dursun gönül yurdunuz ve kıymet bilenlere emanet yüreğiniz,
Günaydin sevgili Feride. Şiirleri çok güzel tahlil ettiğini biliyorum. Lakin bu şiirde bakış açısı ile ilgili size katilmadığım bir sözcük, ki aynı baslığı tasıyan bir de şiirın var. O da; "UZAKTAN SEVMEK"
bu haseple, uzaktan sevme konusunu açmak istiyorum.
Öyle ya, uzaktan sevelim. Hatta uzaktan sevişelim. Nasıl olması gerektiğini söylemene gerek yok. Önümüzde monitör, elimizin altında klavye. A tuşuna basar, aşkı yaşarız(!) S tuşuna basar, severiz(!) Canın sevişmek mi istedi. S tuşuna EX ekler, çılgınlar gibi sevişiriz(!) Sakın ha bir İngiliz okumasın. Çünkü EX ingilizcede ölü demektir! Öyle ya üzaktan seven hissetmediği gibi, sevilen de ölüler gibi hissetmez! Öyleyse uzaktan sevelim!
Ben seni çok seviyorum. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Hiç bir dediğimi dinlemiyorsun! Beni kaale aldığını, beni sevdiğini nerden bileyim?
Benim hatırım için, birşeyler yaptığını bana belli etmiyorsun. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Ben, yanımdayken bile seni özlerken, sen benden uzaklaştığı da; bana, senin de beni özlediğini söylemiyorsun. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Ben, seni arayıp sormazsam, sen beni arayıp sormuyorsun. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Ben seni sevdiğimi her vesilede dile getirirken, sen, "biliyorum." Diyerek nokta koyuyorsun. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Sen, benim seni sevdiğimi biliyorsun da, ben, senin beni sevdiğini bilmiyorum! Bunu dile getirmiyor ve söylemiyorsun. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Güzel ve samimi düşünceleriniz için yürekten teşekkür ederim. Şiirler, duygularımızın aynasıdır; her okur, kendi penceresinden bakar ve başka renkler, başka anlamlar görür. “Uzaktan sevmek” başlığı altında farklı görüşler olması doğaldır; bu zenginliktir, sanatın gücüdür.
Memet’im gibi, hayatın zorluklarıyla sınanmış canlar için uzaktan sevmenin bir mecburiyet, bazen ise bir yaşam biçimi olduğunu bilmek gerekir. Uzaktan sevgi, varlığın sesidir; görünmez bağlarla örülmüş, kalpten kalbe uzanan sessiz bir köprüdür. O köprü, bazen en güçlü sarılmaktan daha derin, daha kalıcıdır.
Sevgi; yakınlıkla ölçülmez. Göz göze, el ele olamasa da, kalpte çarpan yürekler, duvarları aşar, demir parmaklıkları deler geçer. Uzaktan sevmenin güzelliği; beklemek, sabretmek, umutla yüreği diri tutmaktır. Aşk, bazen fısıltılarda, bazen haykırışlarda saklıdır. Uzaktan yaşanan aşk, bazen en büyük direniştir; yaşama, yaşatmaya ve yeniden var olmaya dair.
Sizin samimi eleştiriniz, düşüncenizin derinliği ve yüreğinizdeki o güçlü sevgi, bu duygunun başka bir yüzünü gösteriyor. Bu farklı bakış açıları, şiirin ruhunu zenginleştiriyor; çünkü sevgi bir tek kalıba sığmaz, o, binlerce renkten oluşan bir mozaiktir.
Memet’im için yazdığım bu şiir, uzaklıkta kalan umutların, dirençlerin ve sessiz sevgilerin sesi… Ve inanıyorum ki, aşkın gerçek gücü, nerede ve nasıl yaşandığına değil, yürekte taşıdığı anlama bağlıdır.
Hüzünlerden uzak dursun gönül yurdunuz ve kıymet bilenlere emanet yüreğiniz,
Günaydin sevgili Feride. Şiirleri çok güzel tahlil ettiğini biliyorum. Lakin bu şiirde bakış açısı ile ilgili size katilmadığım bir sözcük, ki aynı baslığı tasıyan bir de şiirın var. O da; "UZAKTAN SEVMEK"
bu haseple, uzaktan sevme konusunu açmak istiyorum.
Öyle ya, uzaktan sevelim. Hatta uzaktan sevişelim. Nasıl olması gerektiğini söylemene gerek yok. Önümüzde monitör, elimizin altında klavye. A tuşuna basar, aşkı yaşarız(!) S tuşuna basar, severiz(!) Canın sevişmek mi istedi. S tuşuna EX ekler, çılgınlar gibi sevişiriz(!) Sakın ha bir İngiliz okumasın. Çünkü EX ingilizcede ölü demektir! Öyle ya üzaktan seven hissetmediği gibi, sevilen de ölüler gibi hissetmez! Öyleyse uzaktan sevelim!
Ben seni çok seviyorum. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Hiç bir dediğimi dinlemiyorsun! Beni kaale aldığını, beni sevdiğini nerden bileyim?
Benim hatırım için, birşeyler yaptığını bana belli etmiyorsun. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Ben, yanımdayken bile seni özlerken, sen benden uzaklaştığı da; bana, senin de beni özlediğini söylemiyorsun. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Ben, seni arayıp sormazsam, sen beni arayıp sormuyorsun. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Ben seni sevdiğimi her vesilede dile getirirken, sen, "biliyorum." Diyerek nokta koyuyorsun. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Sen, benim seni sevdiğimi biliyorsun da, ben, senin beni sevdiğini bilmiyorum! Bunu dile getirmiyor ve söylemiyorsun. Ben, senin beni sevdiğini nerden bileyim?
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.