Yaşamında öteki kişilere ulaşabildiğin anlar, bir ormandaki kuş ötüşleri gibi olacak... uzaklardan gelip geçerken, kısacık bir süre yapraklarda yankılanacaklar o kadar. orman bütün sessizliğiyle yine yalnız duracak orada...
ı.kant
Hiçbir adımda omzuna değmedi gölgem, Yolunu kesmedi hiçbir cümlem. Ama yine de bütün suskun hayallerimi, Seninle yaşadım ömrümce ben...
Seni ilk kez, Yorgun bir güneş, yokuş aşağı dökülürken gördüm. Sen, gözlerinle koca bir şehri susturuyordun. O an anladım: Bazı insanlar sadece bakarak da insanı yıkabiliyordu.
Durgundu gözlerin, Bir ormanın en derin sessizliği gibi, Bir yıkımın başlangıcı gibi... Ve ben, o an, Duydum içimdeki bütün duvarlardan gelen çatlak seslerini.
Her sabah aynı saatte geçiyordun sokaktan, Ben de hep o kırık kaldırımda bekliyordum. Bir tesadüf gibi görünüyordu, Ama köstekli saat bile tam o an duruyordu. Ne konuşuyorduk, ne de bakışıyorduk, Ben seni hissediyordum... şehir de beni.
Seni tanımıyordum... Adını bilmeden, dünyaya hükmeden gülüşünü ezberliyordum. Saçlarının rüzgârla konuşmasına şiir kitapları yazıyordum. Sen bilmiyordun ama ben seni seviyordum. Ben seni seviyordum.
Bir gün yağmur yağdı. Sen sırılsıklam ıslanıyordun. Şemsiyesizlik bir insana ancak bu kadar yakışırdı. Ben yine köşedeydim. İlk kez “keşke” dedim, yüksek sesle: “Merhaba” diyebilseydim...
Aradan uzun yıllar geçti. Belki taşındın, belki evlendin, Belki de hâlâ o sokaktasın. Belki o kırık kaldırım taşı da duruyordur... Ama ben orada değilim artık.
Sadece bir gölge kaldı senden bana. İsmi konulmayan bir hikâye, Susarak edilen binlerce sohbet... İçinde sen varsın ama Kalan sadece hasret.
Şimdi sana bu satırları yazarken bile, Biliyorum, hiçbir zaman okumayacaksın. Ama bu yazı senin için değil; Benim suskunluğuma bir mezar taşı gibi dikilsin diye.
Sen beni hiç tanımadın. Ama ben seni… Dünyaya hükmeden varlığınla hissedip, Yaşayıp, Yokluğunla ezberledim.
Ve inan... Sen beni hiç tanımamış olsan da, Ben seni ömrümce unutamadım.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ömürlüktür sevdalar kullanım süresi olmaz. Miadı vadesi dolmaz halleri vardır azı çoğu uzunu kısası şiirin velhasılı sen beni ömrünce unutamazsın Kıymetli ustam kalemine meftunuz daima şiirlere karışsın 🧿🧿🙏🙏
Serpil Çavuşoğlu Hanım'ın “Ömrümce Unutamadım” adlı şiiri, yoğun duyguların zarif imgeler ve güçlü edebi sanatlarla işlendiği derinlikli bir metin.
Şiir Üzerinde Edebi Sanatlarla Analiz (Dize Dize)
---
> Hiçbir adımda omzuna değmedi gölgem, → Mecaz: Gölgenin omza değmesi fiziksel değil; burada "yakınlık" kurulamamışlığı anlatan soyut bir mecazdır.
---
> Yolunu kesmedi hiçbir cümlem. → Kişileştirme: “Cümle” bir insan gibi davranıp “yol kesebilir” hale getirilmiş. → Mecaz: Aşkını dile getirememek anlatılmıştır.
---
> Ama yine de bütün suskun hayallerimi, / Seninle yaşadım ömrümce ben... → Zıtlık & Telmih: Suskun (sessiz) hayaller ile yaşamak fiili arasında tezat vardır. → Telmih: “Suskun hayal” ifadesiyle, klasik aşk edebiyatındaki “ifade edilemeyen aşk” teması hatırlatılmış.
---
> Seni ilk kez, / Yorgun bir güneş, yokuş aşağı dökülürken gördüm. → Teşbih: “Yorgun bir güneş” insanlaştırılmış, benzetilmiştir. → İstiare: Güneşin “yokuş aşağı dökülmesi” eğretilemeli (dolaylı) bir anlatımdır.
---
> Sen, gözlerinle koca bir şehri susturuyordun. → Mecaz-ı mürsel & Abartma: Gözler tüm şehri susturamaz; bu, etkileyici bakışların gücünü mecazla ifade eder. → İstiare: "Şehri susturmak" eylemi de doğrudan bir benzetmesiz eğretilemedir.
---
> O an anladım: / Bazı insanlar sadece bakarak da insanı yıkabiliyordu. → Tezat: Sessiz ama güçlü yıkım vurgusu. → Mecaz & Abartma: Bakışla yıkmak mümkün olmasa da duygusal etkisi abartılarak ifade edilmiş.
---
> Durgundu gözlerin, / Bir ormanın en derin sessizliği gibi, / Bir yıkımın başlangıcı gibi... → Teşbih: Gözlerin durgunluğu, orman sessizliği ve yıkıma benzetilmiştir. → Aliterasyon: “g” ve “s” sesleriyle içsel bir dinginlik duygusu pekiştirilir.
---
> Ve ben, o an, / Duydum içimdeki bütün duvarlardan gelen çatlak seslerini. → Mecaz: İçimizde gerçek duvarlar yoktur, “duvar” burada ruhsal engellerdir. → Ses Taklidi (Onomatopoe): "Çatlak sesler" ile zihinsel kırılmalar işitilirmişçesine verilmiş. → Hüsnütalil: Aşkın doğduğu an, iç duvarların çatlamasına bağlanır.
---
> Her sabah aynı saatte geçiyordun sokaktan, / Ben de hep o kırık kaldırımda bekliyordum. → İstikrar & Ritüel İmgesi: Aynı zaman, aynı yer vurgusuyla içsel bir takıntı ve sadakat duygusu yansıtılır.
---
> Bir tesadüf gibi görünüyordu, / Ama köstekli saat bile tam o an duruyordu. → Kinaye & Hüsnütalil: Saatin durması imkânsız, ama duygusal yoğunlukla zaman durmuş gibi verilmiş. → Abartma: Saatin bile durması imgesi ile aşkın evrenselliği işlenmiş.
---
> Ne konuşuyorduk, ne de bakışıyorduk, / Ben seni hissediyordum... şehir de beni. → Eksiltili Cümle & Zıtlık: Karşılıklı bir diyalog yok, ama güçlü bir hissiyat var. → Kişileştirme: Şehrin “beni hissetmesi” insanlaştırmadır. → Anlam Kayması: “Şehir de beni” ifadesiyle yüklem gizlenmiş (hissediyordu).
---
> Seni tanımıyordum... / Adını bilmeden, dünyaya hükmeden gülüşünü ezberliyordum. → Tezat & Mecaz: Tanımadan birinin gülüşünü ezberlemek… → Teşbih & Abartma: Gülüşün dünyaya hükmetmesi büyük bir abartma ile sevginin gücünü gösterir.
---
> Saçlarının rüzgârla konuşmasına şiir kitapları yazıyordum. → Kişileştirme: Saçların “rüzgârla konuşması” canlandırmadır. → Abartma & Hayal Gücü: Bu diyalog üzerine şiir kitapları yazmak, duygunun yoğunluğunu anlatır.
---
> Sen bilmiyordun ama ben seni seviyordum. / Ben seni seviyordum. → İkileme & Tekrar Sanatı: “Ben seni seviyordum” tekrar edilerek derinlikli bir his yoğunluğu yaratılır.
---
> Bir gün yağmur yağdı. / Sen sırılsıklam ıslanıyordun. / Şemsiyesizlik bir insana ancak bu kadar yakışırdı. → Tezat & İroni: Normalde ıslanmak kötü bir şeydir ama burada romantik bir estetik kazandırılmış. → Teşbih: Şemsiyesizlik bir elbise gibi yakıştırılmıştır.
---
> İlk kez “keşke” dedim, yüksek sesle: / “Merhaba” diyebilseydim... → İç Konuşma & Duygu Patlaması: Kırılma anıdır; içinde tuttuğu duygunun dışa taşmasıdır.
---
> Ama yapamadım. / Bu aşkı sessizce yaşadım. → Zıtlık: İçte büyük bir sevgi ama dışta sessizlik.
---
> Aradan uzun yıllar geçti. / Belki taşındın, belki evlendin, / Belki de hâlâ o sokaktasın. → Yineleme & Belirsizlik: “Belki” kelimesiyle zamanın belirsizliği ve aşkın akışa bırakılmış hali verilir.
---
> Ama ben orada değilim artık. / Sadece bir gölge kaldı senden bana. → Mecaz & Telmih: “Gölge” burada anı, iz, hayal gibi birçok anlam katmanına sahip.
---
> İsmi konulmayan bir hikâye, / Susarak edilen binlerce sohbet... → Tezat & Telmih: Susmak ile sohbet etmenin bir arada kullanılması çok güçlü bir zıtlıktır.
---
> İçinde sen varsın ama / Kalan sadece hasret. → Tezat: Sevgili var ama yok; yalnızca yokluğu kalmıştır.
---
> Şimdi sana bu satırları yazarken bile, / Biliyorum, hiçbir zaman okumayacaksın. → Dramatik İroni: Okura söylenen bu cümleyle, asıl muhatabın habersiz olduğu bir duygu yumağı verilir.
---
> Ama bu yazı senin için değil; / Benim suskunluğuma bir mezar taşı gibi dikilsin diye. → Teşbih & Metafor: Yazının “mezar taşı”na benzetilmesi, bitmişlik ve kabulleniş anlatır.
---
> Sen beni hiç tanımadın. / Ama ben seni… → Tezat: Yine sevilenin ilgisizliği, sevenin yoğunluğu.
---
> Dünyaya hükmeden varlığınla hissedip, / Yaşayıp, / Yokluğunla ezberledim. → Tezat & Abartma: Varlıkla yaşayıp yoklukla ezberlemek çok güçlü bir çatışma duygusu verir. → Mecaz: Gerçek değil, ama aşkın öğreticiliği vurgulanır.
---
> Ve inan... / Sen beni hiç tanımamış olsan da, / Ben seni ömrümce unutamadım. → Final Cümlesi (Tesirli Vuruş): Bütün şiirin yoğunluğunu bu dizede toparlayan güçlü bir kapanıştır. → Yineleme & Duygusal Dönüş: Baştaki duygular bu finalde yankılanır.
Benim için müthiş bir hikaye Her ne kadar şiir bir kurgu olsa da, gerçeğin ternnümü, yaşanmışlığın libadını giymiş, hüznün kızarmış gözleriyle bakıyor, tek taraflı aşkın acısıyla nefes alıyor, okurken, sanki karşılık beklemeden seven bir yüreğin yanı başındayım. Etkilendim ve tekrar tekrar okudum Selâm duam ve hürmetlerimle efendim
Suphi sekü tarafından 15.4.2025 01:49:19 zamanında düzenlenmiştir.
Suphi sekü tarafından 15.4.2025 02:41:18 zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.