3
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
243
Okunma
Öyle çok susuyordu ki
Asıyordum rutin işleri..
Suskunluğun peşinde.
Yeni ay evresinde dunyasına dönüyor
karanlıga gömülüyordu
hilal ilk dördünde sağ yanı..
Görünmesede biliyordum
aydinlığa örtülü solunu..
çekmeyen frekanstaki radyoya.Israr eder gibi
Tutkuyla ısrar ediyordum
tutkulu susuşuna
Kalemini şekillendiren ilhami venüstü..
Klasik normlar ötesinde
Susma tutkusuna, tutuklu kalıyordum
Tavandaki yıldız haritasi falında,
kentler kuşatılıyor gökyüzü yildızlar dahi şaşırıyordu..
Yazdikça enter’a abanıyordum sırık atlar gibi..
Qwerty klavyede cümlemi optimize edip
daktilo yazarcasına satır başına postaliyordum kolumu...
Susma tutkusuna,
Tutuksuzca susmuyordum
An oluyor ekleri bol.olan bir cümlede
kritik becerimle kedi gidişi gibi
bende bir oluyordum susan kedimle
Heyhule sukunet!
Dedim yine haykıracak mısin
Sessizligini..
Sevgiden mütevvelit mi bu
bir yıllık konusmaya bedel çığlıkli sususlarin..
Susmak sevmemek mi?
Her anın içine gömülen binlerce kelime, duyguların dilini bulamadan bekledi
Bekledi ve o bekleyiş ki en derin anlamı taşırken tüm kelimelerin geride bıraktıgı gölgelerle danstı susmak
ve biz, o dansı hiç öğrenmedik....
5.0
100% (5)