"Someone like you" şarkısı çalıyordu

İnce bir yağmura odaklanıp düşlerken seni....

Her mısranda
virgül olup eğiyordum başımı
Saygı ile...


Bazen haikü şiirlerin
Ufukta bir nokta gibi
Görülsede...

Biliyorum ki heybetlidir gemiler...


Bazen gözyaşı oluyorum dizinde...
Ama kısa metrajlı....
Jenerik dahil otuz dakika..

Çoğu kez animasyonlu güneş olup
Sen de açıyorum...

Aksiyon tavan....
Pembe telveli kahveni yudumlarken
Tadını alıyordun her zaman..

Bazen
Ağaç dallarının cama vuran
Sesiyle uyandırıp
Estiriyordum rüzgarımı
Savuruyordum
Kar tanelerini
Bembeyaz kesiliyordu
Güllerin
İlkbaharı yaşarken sen..
Üşüyordu bahçendeki çimler...

Bazen üzüyordum seni
Yoruyordum seni...kabul...


Ama bir gün sende;
fena şaka yapmıştın bana

Güneşin sıcaklığı ile
bigudili sarmaşıklar çözülüp
Dalga dalga düşerken
Omzuma....

Sert usluplu rüzgarlarınla
Dağıtmıştın saçlarımı dört bir yana..


Söz..
Artık tadı damağında bırakacağım...

Sana bal şiirler yazmak adına
Çiçek çiçek koşturup
Arı gibi çalışacağım...

Şiir derenim...
Derdimi dürenim
Şiircan’ım..
İyi ki varsın sen...


Seni gönlüme doladım ben..
Sen ol isterim sol yanımda

Bilmeden kırsam seni
Biraz açık kalsa üstün
Biraz rengi uçsa dizelerinin

Ne yaparım...ben...

Tabiki..
Sarıp sarmalarım seni sıcacık...




Mutsuzluğun
Kırgınlığın
Acının
Olmadığı bir yer mi var?

Yokmuş gibi yap kanka...
.Şiir sofrasında...


Kaf dağının arkasında var
Derlerdi..
Orasıda mı verildi ne!