9
Yorum
46
Beğeni
4,8
Puan
250
Okunma
Söyleyin bana
geceyi kim öldürdü?
Hangi kaldırım taşına sıçradı son nefesi,
Hangi arnavut kaldırımına fısıldadı katilinin ismini.
Belki bir serseri kurşun, belki paslı bir saat.
Ama en çok da yorgun bir şairin cebinde unutulmuş bir mısraydı
geceye ölümü getiren.
Gecenin rengi kaçmıştı.
Teneke damların üstünde solgundu ay.
Ve rüzgâr, deniz kokusunu çoktan unutmuştu.
Benimse cebimde , buruşturulmuş adresler
ve eski bir şarkının hırpani sözleri kalmıştı.
Bir istasyon kahvesinde oturuyorum.
Saat hep aynı yerde duruyor,
Uzaktan garson çocuk bana bakıyor.
Adımı sorsa söyleyemem belki.
Çünkü ben, üzerinden adresi silinmiş bir mektup gibiyim.
Ve giden her tren,
benden biraz daha çalarak ayrılıyor gardan.
Sonra aynalar kırılıyor birdenbire.
Yüzümü de kaybediyorum, kimdim ben?
Herkes bir gün sorar bu soruyu kendine
ama cevabı hep başkaları verir.
Gecikmiş, eksik ve yalanlarla süslenmiş olarak.
Sana ne zaman ulaşsam,
gözlerini hep uzak bir kentin peronlarında buluyorum.
Sen , bir sokak lambasının titrek ışığında unutulmuş gibi
ve ben biraz eksik, biraz geç kalmışım sanki.
Ben, ulaşamadıkça sana,
kendi içimde kayboluyorum.
Her kayboluşumda biraz daha siliniyorum,
Ve her seferinde belleğimde bir çukur kazıyorum
kendimi gömecek kadar derin olsun diye.
5.0
92% (22)
4.0
4% (1)
1.0
4% (1)