KÖYE GİDELİM
Gel bana kulak ver ela gözlü yar
Bozuldu düzenim tutmuyor ayar Gitgide yaşanmaz oldu bu diyar Toplayıp bohçayı, köye gidelim Binelim trene inelim gar’da Duldaya sinelim yağmurda, karda İlçede her zaman vasıta var da... Olmazsa yürüyüp, yaya gidelim Ne yazın, ne kışın dokunmaz hava Dumanlı mor dağlar, yeşildir ova Ayakta yün çorap, ellerde kova Şeker pınarına, suya gidelim Daraldı burada göğüs kafesi Halaya girelim, alıp nefesi İçime işlesin davulun sesi Düğüne, bayrama, toya gidelim Kapının önüne havuz yaparız İstersen, en yakın göle saparız "Elalem" denilen ipten koparız Arada, pikniğe, çaya gidelim *** Burada cam sahte, ayna illüzyon Tükendi sağgörü, kalmadı vizyon Ne telefon olsun, ne televizyon Tüm bunlardan caya caya gidelim Tertemiz havayı bol bol soluruz İnan ki çok daha mutlu oluruz Belki yol üstünde kangal buluruz Dikenini soya soya gidelim Evet! Ana baba yoklar yerinde Buruk hatıralar yatar derinde Gündüz sıcağında, gece serinde Havasına doya doya gidelim Sürüyü buluruz, arar merayı Sen kendin seçersin başı karayı Çobanın eline sayar parayı Kuzuları yaya yaya gidelim Ay selam veriyor güneş solunca Çekirgeler öter, vakit dolunca Tan yeri ağarıp akşam olunca Yıldızları saya saya gidelim Bu gurbet, hazdan çok ıstırap verdi Her yolun başına engeller gerdi Konuyu komşuyu, bireyi, ferdi... Ardımızda koya koya gidelim Kaldırıp doğanın sır örtüsünü Çiçekten yapalım evin süsünü Unutup bu şehrin gürültüsünü Kuş sesleri duya duya gidelim Ezeriz bulguru soku taşında Katkı da bulunmaz ekmek, aşında Birine sorarız işin başında Bilenlere uya uya gidelim Alibaba, kom’u, kümesi kollar Bir ayda civcivi çıkarır follar Son durak yaklaşıp, bitince yollar Nefsimizi yuya yuya gidelim DOST KATKISI..................... Teşekkürlerimle... Yavşanlı kokular gelir yöreden Kestirme gidelim Kara Dere’den Dürüm dür de yumurtadan tereden Yol boyunca yiye yiye gidelim Burda da köyde de yoldaşım sensin Durmayıp geldiler denirse densin Bunca yılın gurbetliği tükensin Köyde ölek diye diye gidelim............Suat ZOBU Buğdayı koyardık soku taşına. Karşılıklı ahenk o nasıl vurma. Kabuğu sıyrılıp girerdi aşa. Bolca et suyuyla o enfes kırma. Dügür çorbasında ufak taneler. Sohbette yaşlılar dövmeyi eler. Gelinler bebeği kundağa beler. Hasret dinsin köyümüze gidelim.................neneh İllüzyon: yanılsama, göz yanılması Sağgörü: gerçekleri yanılmadan ve vaktinde görüp, sonuçlarını kestirebilme yeteneği Vizyon: önsezi, ileri görüş Kangal (kenger): kırsal bölgelerde yetişen içi yumuşak, tatlı, dışı dikenli bitki Yaymak: (hayvanlar için) otlatmak Soku taşı: Anadolu’da genellikle içinde bulgur ve keskek dövmek için kullanılan, taştan oyulmuş dibek tası Kom: küçükbaş hayvanlar(koyun, keçi vb.) için yapılan ahır (açık alanlarda çit) Yunmak: yıkanmak, arınmak |
Dost kalemler yazılacak her şeyi yazmış zaten
Bana bu şiiri ve dost kalemleri haz içinde okumak kaldı
Saygım, selamım ve mutluluk dileklerimle
Ay Parçası tarafından 21.12.2024 19:07:54 zamanında düzenlenmiştir.