BENİ DÜŞÜNAy ışığı düştüğünde pencerenden içeri Beni düşün, yıllar yılı güneş görmeyen, beni En savunmasız anımda vurduğunda hançeri Sırat köprüsünden geçip, yine ölmeyen, beni Beni düşün, şakağını çizgiler gerdiğinde O simsiyah saçlarından yıldızlar derdiğinde Hazan yeli, yaprakları yerlere serdiğinde Beni düşün, bir eylül’de yüzü gülmeyen, beni Beni düşün, kadehinden içkini yudumlarken Seçtiğin bilinmezini azimle adımlarken Ve bu zerk ettiğin zehir yüreğime damlarken Beni düşün, gıyabında sitem bilmeyen, beni Beni düşün, duyguların durup durup çağlarsa Bir şiirin mısraları yüreğini dağlarsa Pervasızca kopardığın gülün sapı ağlarsa Beni düşün, gözündeki yaşı silmeyen, beni Anlarsın Alibaba’yı, duyulmayan çağrında Yaşarsın yaşadığımı, göğsündeki ağrında Ayrılığın acısını hissedersen bağrında Beni düşün, tek gideni geri gelmeyen, beni Kıymetli ağabeyim, saygıdeğer ustam Halil Şakir TAŞÇIOĞLU’nun bu muhteşem dörtlüğünü nazire addediyorum. Sonsuz teşekkürlerimle... "Bahar geçmişte kaldı, yeni bitmişti eylül! Şimdi mevsim sonbahar gökten hüzün yağıyor! Unuttum kokusunu, nasıl kokuyordu gül? Hepsi yaprağa hasret, bülbül ondan ağlıyor…HŞT |
Bu saatte kafayı toparla da parmak hesabıyla eşlik et.
Kusuruma bakma kardeşim.
Selamlar sevgiler.