Ev'e
yığın hüzünle bulup getirmişler annemi
yalarken duvarlar etindeki toprağı annem toprağı özlüyor... öldürdüğüm zamanların üzerini örtmek için getirdiniz diyorum utancımdan renk renk boyadığım odalar akarken yüzümden bir hediye açılır gibi kalkıyor göğsümdeki kabuklar "ahh! yığın yalnızlıkla ezilmiş oğlum" diyor annem emerken duvarlar etimi tanrının bile unuttuğu bir duaya başlıyor sonra... kanaya kanaya karışıyorum pencerenin ardındaki karanlığa düştüğünde başım omzuna, taşıyor yüreğim musluktan damlayan suyla akıp gidiyorum bu evden uzaklara bugün dağılmış omurganla bir arada duran bir şiir buldum aynada... |
ama acının yüreğinizdeki izlerine ortak olmak
içinde "anne " ise uğurlanan ,toprak ve onun kederli kollarında ki emanetin yasına elbet ortak oluruz,çünkü çok iyi tanıyoruz bu duyguyu.
gözyaşı dostluğunda hepimiz aynıyız ...
sevgiyle...