zaman öldüren cümlelerden en fakiri olsun bu dizeler sonra yine bana saati sor ...
iki nefes arasi zaman, hayat...
bana saati sor
sevdayı örselemiş yüreğin kırıkları acıttıkça kalemi bir mecnunun ruhunda yanan alevin dokunduğu her cümle yakmış yıkmış çerçevesiz tüm yasakları şimdi aralıksız kül yağıyor el/alemin tüm sokaklarına ... ........
ömür yıllığına yazgı diye karşı duran dağlardan kar yanığı siniyor buram buram saçlarına mevsimin
içindeki sesi öpen kuşlar yolun gölgelerinde kanat çırpıyor ve kelebekler taşıyor kanatlarında imkansızın tüm sızılarını..
bana şimdi yeniden sor saat kaç diye kaç karanlığın sabahı müjdelerken ayaz çarpan bir tokatın anlatırım sana, yüzümde nasıl eskidiğini ...
gülümsemelerin en sahtesine bakan pencerelerde kirlenirken dünya ince aymazlıları saklayan çekmecelere gömülür kahramanlar hiç okunmayacak hikayelerde...
bana şimdi yeniden sor saat kaç diye ben ki bir göç hikayesinde noktaların en sonuncusunda ki uzağım dakikalar uzun, saniyeler bir ömür sürer anlattıkça... belki de buz sürersin gözlerine, görmemek için içinde sevgi artığı var zannettiğin o mahşeri yalnızlığın seni saran kollarında...
bana şimdi yeniden sor saat kaç diye içinde unutulan zamanlardan derledim bizi,sadece bizi gözlerindeki neşterin izansız sahibi /acımıyor ki /
çocukluğunu özleyen sıradan kimsesizler yurduna on / beş kala hayta bir sessizlik çırpınırken can havzasiında göğüslediğindir belki de o müthiş hayat çizgisi...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bana soati sor /... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bana soati sor /... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.