Belki de Bir Kuşluk Vakti Allah'a Yalvarmaktır HayatHayat dediğin ne ki, be dostum Kendini büyüttükçe senden gün çalan Uzayıp kısalan zamanların toplamındaki gün sayısı Değişen mevsimlerin, yağan karın, yağmurun Dalında çiçek açan ağacın gizemli sesi Dikenine küsüp solan gülün ta kendisi Değil midir ki hayat, gecenin yıldızlarının terbiyecisi Ufuktan sabahı selamlayan güneşin asil duruşu... Hayat dediğin ne ki, be dostum Babamın çatık kaşlarındaki evlat sevgisi Annemin şişlerinde uzayıp giden yelek örgüsü Tığ işi bir ömür işte soldan-sağa Sağdan-sola örülüp duran Eskiyince de geriye saran, sökülen hüzün ve sevincin savaşı Zenginin keyfi, yoksulun açlığı değil midir hayat?... Bazen fırına attığın ama unutup altını yaktığın Üstünü fazla kızarttığın böreğin yanık kokusu Bazen kirpikten düşen sevinç gözyaşı Bazen uzaktan duyulan acıklı bir şarkı melodisi Bazen de yanında okunan İstiklal Marşı’nın Seni saygıya davet etmesi, ayakta tutması değil midir hayat?.. Bir saksıya özenle diktiğin, gözün gibi baktığın bir çiçek Bazen de, dalında kuruyup yere düşen bir erik tanesi Yorulup dinlenmek için dibine oturduğun Sırtını dayayıp hayaller kurduğun bir çınardır kim bilir!... Kıyısına sığındığın kendi halinde akan bir nehir de olabilir!.. Belki de bir savaş, bir kavgadır, yanan bir ormandır... Yorgun bir şehirdir sokaklarında aç çocukların gezindiği Kadınların feryadında sesi kısılmayan ölümdür hayat Öksüz ve yetimlerin, ayakkabısı delik Paltosuz insanların sığındığı bir mekandır hayat Belki de karnını doyuran bir çocuğun Gamzelerinde yeşeren bir gülüş Gözlerinde ıslanan bir hüzündür hayat... Bir aşığın yüreğindeki sevda, sazındaki şarkı Bir davulcunun elindeki tokmaktır, bilemezsin Belki de bir öğrencinin, başında gözcüsü olmayan bir sınavdır Sınavda başarısı çalınan, hakkı yenen büyük bir yanlıştır hayat Belki de bitmeyen gece, gelmeyen sabahtır Bir kuşluk vakti Allah’a yalvarmaktır Sağlıklı bir ömür için dua etmektir Belki de avuçlarından uçup giden yaralı bir kuştur hayat... Rukiye ÇELİK 18.11.2024 |