GAZ LAMBASI
Gaz lambası ışığında büyüdük
Birlikte ağlayıp gülenlerdeniz Biz çamurda yalınayak yürüdük Geçmek için karı delenlerdeniz... Madımak, bulgur ve hasat zamanı Dünyaya rakamsız gelenlerdeniz. Ayırıp harmanda sapla samanı Rızkı yaradandan bilenlerdeniz.... Hayat, seher vakti başlarken erken Mevla’yı hamd ile, övenlerdeniz Hingeli ağaçtan sivriçle yerken Pilavı turşuyla sevenlerdeniz. Yanımızda büyük biri olunca Ağzını kapatıp gülenlerdeniz. Üzülüp de gözler yaşla dolunca Arkasını dönüp silenlerdeniz. Soğukta buydum der, sıcakta piştim Huzura edeple girenlerdeniz. Çok göresim geldi, maziyi deştim Zamanında çok şey görenlerdeniz... Hiç farketmez genç, ihtiyar, yaşımız Candan evvel, vatan diyenlerdeniz Baldan daha tatlı ekmek aşımız Lastik ayakkabı giyenlerdeniz. Hamd’ederken her rızka, her nimete Elini yüzüne sürenlerdeniz. Dardadır denince gelip gayrete Postu, dost yoluna serenlerdeniz. Gençler, yaşlıların geçmez önünden Başını saygıyla eğenlerdeniz. Bizler Sivas ili Kâhkik köyünden Arkadaşa, gardaş diyenlerdeniz. Ben Hicranî, çamurlarda oynadım Yokluk buysa, ben yokluğa doymadım Gezsek de dünyayı biz adım adım Ruhu Kolluca’ da ölenlerdeniz. Nûriye Akyol Görsel alıntıdır |