Siyah Beyazyerin kulağına fısıldadım gece görüşüyle kim görür yolun sonunda herkes kurbansa… gülü dikeninden tutup, vurulmuşsun tufandan arta kalan gülüşüm incitmiş Ağrı’nı gördüğün yanılsama susun kalbinde secdeye çökmüşüm reyhan kokulu damların özleminde kalan çocuğum… gülü dikeninden vurup, incitmişsin bebek mezarları çizilmiş dilsiz neşter ağzıyla Hipokrat yeminlerinden bozma… kalbimi mi sökeceksin kaleminle? gözlerimle bir derdin var senin dünden bugüne sızan sızının aralık köşesindeyim kırılacak imgenim şarkı biraz da abartı şiirler kadar dereyi görmeden paçayı sıvayan biraz… dehşet dünyevi nişangahta günahsızken böyle es vermez dilinle çağrılıyorum kaç darda kırdılar boynumu tek başınalığımın kınıyla kuşandım en keskin yalnızlığı tarihi kandan yapının ölüm kusan tuğlalarını yıkmaya ellerim ince bebek çığlıkları gösterimde kabusun içine çeken gülü dikeninden tutup, yolmuşsun ellerin diyorum ellerin kanadı mı? Sude Nur Haylazca ( Vaha Sahra) |
Çocukluğumdaki o çamların kokusu geldi hatırıma
Ne güzel anlatı
Sevgiyle kalın🌺