İstanbul
İstanbul bugün pazar,
Korna sesleri yankı yapar. Yeşil orman, kirlenmiş, Doğa çürümüş, hüsran kaplar. Özlemler ufkun ardında, Kalmış sevgiler, yarı yolda. Metacı Çağ’a kurban, Mutluluklar, kaybolmuş rüya. Hayallerin peşinde, Koşarken zaman, geçer gider. Bir gün döner mi bilmem, Kayıp umutlar, derin bir özlem. İstanbul’un sokakları, Kalabalık, karmaşa dolu. Ama bir köşede hâlâ, Aşkın sesi, fırtına gibi solu. Gökyüzü gri, bulutlar ağır, Her şey sanki bir rüya gibi. Kaybolmuş hayaller içinde, Bir gülüşü hatırlamak zor gibi. Kimi zaman gülümser günler, Kimi zaman hüzün, bir gölge. Nehirler gibi akıp geçer, Zaman, durmaz, hiç beklemez. Yüreğimde bir sevda saklı, Sokaklar, anılarla dolu. Her köşe başında bir hatıra, Bir umut, belki de bir yolculuk. Geceleri parlayan yıldızlar, Bir umut ışığı gibi parlar. Ama gün doğarken yine, Kaybolur tüm hayaller, dağılır. İstanbul, seninle büyüdüm, Her köşende bir başka dünya. Ama şimdi, her şey değişti, Bir zamanlar güzellikler doluydu. Doğanın sesi, artık kısık, Yeşil alanlar, gri betonla kaplı. Ama yine de kalbimde saklı, Bir sevda, bir umut, bir bahar |