MERYEM’İN DOĞUSU
Meryem’in gözleri derin
Şiir olmaya hakkı vardır gözlerinin Oysa hüzünler yapılır gözlerinden Başında binlerce yılın adamları Körpeyken kırarlar fidanları Meryem’in boynu bükük Doğunun ters lalesi gibi Meryem’in sesi kadife gibi Şarkı olmaya hakkı vardır sesinin Oysa utanç bağlamış dilini Sonsuz şarkı yığılır göğsünde Sadece içinde yankılanır sesi Duvarları adamlardan yapılan Evlerin bile işitemediği Sınırsız hayalleri var Meryem’in Gezmelik muntazam ayakları Sanki hiç kimse bilmez bunları Ve nedense hep bilmeden Evlerde çürütürler Meryem’i Kadının fıtratı derler buna Meryem bile kanıksar kederini Karalar giydirilmiş olsa da Düşleri pembedir Meryem’in Körpecik kalbine rağmen Bir gün verecekler sevmediğine Oysa hakkıdır varmak sevdiğine Ne var ki dünyanın doğusunda Hak ve hukuk ayrı mesele On sekizini geçince Meryem Kendi kararını kendisi vermeli Oysa çocuk kalacak adamların nazarında İkinci sınıf sayılacak ömrü boyunca Ne olur, bir gün, herhangi biri Haritaları şöyle ters çevirsin Meryemlerin yazgısı değişir belki |