Güz sesiakşamın yamacında gri bir duman soluğumda segah sırılsıklam sarıyor kabuğunu ruhumun gitgide tomurcuklanan hazan -ıssız anıların dudağında pelesenk adın kanımda açan zakkumdur yalnızlığım- güzün detone sesi kulağımda buğulu dalgın bakışlarım devriliyor kırılgan bir kuytuya... yorgun adımlarım takılıyor sarnıç kapağına ayağına karaçalı dolanan ardıç gibi çırpınıp yüzükoyun kapaklanıyorum kanayan dizlerime aldırmadan sol yandaki kırık kapıyı soluk soluğa çalıyorum çarpıyor hızla kalbim pusu kuran hasretin ateş hattına düşüyorum acıyla kıvranıp dehşetli bir sancıyla üşürken ruhum vakitsiz bastıran yağmura isyan ediyorum yasak bir sözcük kuruyor dudak kıvrımında sağanaklar vururken camlara eşiğine yorgun bir hüzzam bırakıyorum her akşam sapsarı hüzün demleyip zehir zemberek yalnızlığı içerken galeyana gelen şiirleri gözyaşımla avutuyorum... Aslı Aydın |
Bu ilham, bu coşku nerden geliyor anlıyamıyorum.
Eline , yüreğine sağlık.