Tuzakefkarı koyağından taşan yorgun akşamı karşılıyor zaman havasız odanın badanasız ıslak duvarlarında üşüyor solgun anılar sırılsıklam hasret çöküyor akla ziyan sancıyla sol yanıma loş yalnızlığı avutmuyor nakaratsız segahlar camı tırmalayan kuru dal vedalaşıyor solgun yaprakla kırık pervazdan sızan hayta poyraz darmadağın ediyor umutları hıçkırık nöbetine tutuluyor suskun ayna ... göğün mahzun yüzünü yırtarak başlıyor sağanaklar bardaktan boşanırcasına... bu fırtınadan kaçıp ıssız kuytuya sığınmak isteyen yaralı bir kuş düşüyor ayrılık tuzağına... damarlarında dolaşan ona ait olmayan hayatı son bir hamleyle kesip atarken esmer bir sonbahar düşüyor avuçlarına… Aslı Aydın |