aylardan eylül ıslanmadan bir sığınak bulamadan kayar yıldızlar gök saçağı altına sığınanlar gibi şehir damlarının yüksek sırları gibi bir garip gizlilik alıp başını gelir getirir buralara sonbaharı o kara şemsiyeli kadın
mevsim sonbahar bak nasıl kanat açıp uçuyor yapraklar bak.,nasıl göz kırpıyor rüzgar ufuklar masmavi deniz yoksa rotası umut dolu ay, güneş ve yıldızlı o kadın sen değil misin
birkaç arzu birkaç mevsimlik vuslat gün doğmakta sıcak sıcak bakarken güneş de bakalım sicim sicim yağan bütün ateşleri söndüren taşı toprağı birbirine karıştıran o rüzgarlı kadın yoksa sen değil misin
her sonbahar adına dikilen fidanın incecik gövdesine ismini kazıdığım dizlerinin üstüne her gece başımı koyduğum buğulu gözlerine saatlerce baktığım seni seviyorum dediğim kadın yoksa sen değil misin
işte bunun için turuncuya boyanır şiirler hep sonbahara benzesin diye değsin diye dudaklarına deniz tadı sırılsıklam yaşansın diye geceler bir şiir kitabında kaç yıl ağır hapis yatan kaç yıl sürgün yiyen o bahtsız kadın yoksa sen değil misin
her sonbahar sabahı güneşin doğduğu saatlerde dar patikadan denize doğru yürürüm rüzgar eser aniden bir kır çiçeği gülümser gizlice kızıllar uçuşur tan yerine bulutlar tutuşur kırmızıya dönüşen damarlarımda dolaşan bütün hücrelerime sirayet eden o kadın yoksa sen değil misin
her sonbahar gecesi beyaz ten rengiyle kızıl entarilerini savurup gelen mevsim mevsim gecelere dökülen birkaç arzu birkaç duygu birkaç mevsimlik vuslat yaşatan o kadın yoksa sen değil misin
her sonbahar ikindisi aklıma ilk gelen ölümsüzlük iksiri gibi havamı dolduran saçlarının kokusu bir çift sözünü duymak için bahaneler uydurduğum ikindi gölgesinde papatya falları açan şuh kahkahaların maliki o kadın yoksa sen değil misin
ve sonra bırakıp bütün masumiyetini kentin sokaklarına beyaz gelinlik içinde elinden tutan mutlulukla yuvasında aşk kızılı entarisini savuran saçlarını sevdiceğinin yüzünden toplayan o kadın yoksa sen değil misin
dinmiyor fırtınalar ya da alev gibi yanıyor içime bir başka sıcaklık bir başka huzur doluyor bir sonbahar akşamı sonra bir elin saçımda dolaştığını bir dudağın alnımdan öptüğünü hissediyorum yoksa yüzü benli o kadın sen değil misin
ve sonrası masanın üstünde bir bardak sıcak süt yanında üstüne yağ sürülmüş bir dilim kızarmış ekmek sırtıma el örgüsü bir kazak iliştirirken oturduğun yerde üşüteceksin bunu altına al diyen bir ses kocaman bir minder uzatan yoksa kalbi alev alev yanan o kadın sen değil misin
ateşle yanıp eriyen koca bir yürek bir kurşun gibi sıcak bir harf kadar yapayalnız aşk pervaneleri adedince aşk oduna düşüp tüten yoksa eylül bakışlı o kadın sen değil misin
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Eylül bakışlı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Eylül bakışlı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.