Kadehim
Anlaşılmaz bir hal aldı,
Düşünemeyen yığınlar halinde, Her şeyi anlamsız kılan insan, Bunları düşünüyorum. Şarap kadehi, dert ortağım, Göstermelik mutluluk, Sadece bir yanılsama. Bana, sana, Ben mutluyum derken, Esasında kitlesel bir duygu, Ölümü görüyorum. Göstermelik duygular, Ve bir daha kadehimle dertleşiyorum. Bir yudum alırken, Hayatın acı tadını hissediyorum, Sözde sevinçler içinde kaybolmuş, Gerçekten uzak, hayali bir dünya. Her kadeh, bir sırdaş, Her yudum, bir hatıra, Sahte neşeler içinde, Kendi yalnızlığımı buluyorum. Zaman geçiyor, ama ben, Aynı yerde sayıyorum. İnsanlar etrafımda, Gülüşleriyle maskelenmiş, Ama gözlerinde bir boşluk, Yüzeydeki mutluluk, Derinlerde bir hüzün saklıyor. Düşüncelerim karışırken, Kadehimle bir kez daha dertleşiyorum, Hayatın tuhaf oyununda, Gerçek mutluluğu arıyorum. Bir akşam vakti, Gök mavi, deniz derin, Güneş batarken, Düşlerimle birlikte kayboluyor. Hüznüm, sıcak bir rüzgar gibi, Yüreğimi sarıyor, Ama yine de gülümsüyorum, Maskemi takıp, Dışarıya yansıyan bir mutluluk. Kalabalıklar içinde yalnızım, Herkes bir şeyler anlatıyor, Ama kimse dinlemiyor, Sesim kayboluyor, Kadehimdeki kırmızı, Aşkın ve acının rengi. Bir yudum daha alıyorum, Zihnimdeki karmaşayı unutturmak için, Ama içimdeki boşluk, Her seferinde yeniden canlanıyor. Geceler uzun, Yıldızlar parlıyor, Ama içimde bir karanlık, Her şeyin geçici olduğunu biliyorum. Göstermelik mutluluk, Bir gün yok olacak, Ama ben, Her kadehte yeniden doğuyorum, Kendi hüzünlerimle, Kendi yalnızlığımda. Ve belki de, Bu yalnızlıkta bir anlam var, Bir derinlik, Bir gerçeklik arayışı. Kadehimle dertleşmek, Kendimle yüzleşmek, Bu hayatta, Gerçekten var olabilmek için. Son bir yudum alırken, Hayatın ne kadar kıymetli olduğunu, Ama aynı zamanda ne kadar ağır olduğunu, Bir kez daha anlıyorum. |