eski.Şiirin hikayesini görmek için tıklayın yıl kaç. bilmiyorum.
beni içimde yıkılan köy evine sorun bir çam ağacına bir ardıça asma yaprağına sorun dalını üşüten kara yere düşen çiy tanesine sorun yorgunum. karşımdaki duvar gibi vefalı bir yorgunluğum var ne demiş Sait Faik "kendi peşimi bile bıraktım" boş ver diyorum sonra yerime boşluk bile yakışmıyor kendi kendine gülerken buluyorum bana her yakışmayanı gecenin söyledikleri düşüyor içime gecenin bilmem kaç uyanışı hadi beni içimde oluşan karanlığa sorun siyah begonvillere o vefalı duvarların acısı yükseliyor içimde ağaç dalı olmak gibisi var mı. diyor hele ki zeytin dalıysan senden ağacı yok düşünme bunları düşünmüyorum kalbim bastırılmış bir toprak oluyor. gülümsüyorum. nasılsa beni hiç bulamayacaklar keşke diyorum sonra omzuna konan bir kuş olsaydım zeytin kuşu sonra vazgeçiyorum . |