YİNE SENİ SEVECEĞİM!
Papatyam!
Bazen uzanıyorum şöyle Belki seni rüyalarımda görürüm diye Seni sevdiğime pişman mıyım? Asla, hiç pişman değilim, olmadım da Çünkü seni sevmeden boşa yaşayıp Sevginden, aşkından nasibini almadan bu dünyadan gitmek Benim için bu dünyada boşa yaşamak demekti Bir değil bin kere de gelsem dünyaya Yine seni tanımak ve sevmek isterdim Çünkü seni sevmek, verilen şans, bir lütuftu bana İyi ki doğmuştun, iyi ki de seni tanımış ve sevmiştim Bilsem ki her gün aşkından öleceğim İnan ki yine seni seveceğim Kurusa, kör olsa ağlamaktan gözlerim Adını söylemekten, lal olsa dilim Kör bıçakla lime lime doğransa bedenim Işıksız, yarınsız kalsam, tutmasa elim kolum Kader beni evirip çevirip derdinden eylese de deli divane Bir serseri gibi sürünsem de yerlerde İnan ki yine seni seveceğim Senin hatıran, senin adın ben mezara gidene kadar İçimde yaşayacak ve biliyorum ki beni de her gün yakacak Olsun yine de yanan ben olayım ama bilesin ki Tüm dünya yüz çevirse de benden Yeter ki sen çevirme, işte buna dayanamam Ben de bir insanım sonuçta Ve nereye kadar tahammül ederim yokluğuna? Hem bu beden, şu koca dünyada ne ki? Ayrıca sen olmadan onca derdi nasıl sığdırırım içime? Bu gece sabahı sabah ettim yine Seni anlattım geceye, gökteki yıldızlara ve aya Seni ne kadar çok sevdiğimi anlattım sen duymasan da Sigarımın dumanında çektim nefesini içime Kadehlerde yudumladım aşkını, sarhoş olurken Gözyaşlarımda döktüm içimdeki hasretini Ama bilirim ki artık, gönül bahçem sensiz viran olmuş Gönlüme ışık olan gözlerin olmadan Karanlıklarda kaldım, ışıksızım, günsüzüm Senden geriye kalan ne varsa Papatyam! Sabah sabah doldurdum gönül heybeme Ve ben senden gidiyorum… |