KUYU...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın D/işlediğimin kumpası seyrine doymak ne mümkün belki de ruhumun o anıt mezarı ve işte yüreğim ve işte sözcükler kördüğüm. Günü küle bastım: Külbastı iken sabıka kaydım Zamanı da gömdüm derine bir kuyunun Derinliklerinden firar etmek ne kelime? Kuyunun ta kendisi zaten kendimin içinde. Kimyası değişmiş bir mağara adeta Magmaların ve lavında yalnızlığın Dik alası hüznün zemheriden Sökün etti edecek iken Ömrün kulvarı Sözcüklerin bulvarı Yarım ağız sevenlerin isyanı ve inkârı Edimlerde büyüyen kordan bir çiçek Küskünlüğün değil zehir kusanların lanetine uzak Kibirli değilken yalnızlığın matemine tuzak Kuran bir gün bir an bir de ayaklarımın altından kayan Ve işte o an: Hani, hani, ötelenmediğim günlere kucak Açmanın karekökü Sözcüklerin meyan kökü Külyutmaz yetilerinde zaaflarına yenik Düşenlerin kırdığı tabular putperest Ruhların kürediği yolun duyulmaz yankısı… |