BABALARIN YÜKÜ
Papatyam!
Beni benden alan, o bakışların yok mu? Şimdi sen, bensiz ne yapıyorsun? Ya ben, sensiz ne yapıyorum? Anlatılmaz acılar yaşarken Gözlerine, tenine, nefesine hasretim Biliyor musun? İnsan kendi kaderine çocuklarını ortak eder Kendi hayatındaki eksiklikleri Yaşayamadıklarını, olamadıklarını onlardan Çocuklarından ister Babam da bana bunu yapmıştı Bunu yaparken benim ne istediğime Ne düşündüğüme bakmadı Kendi setlerini bana da kendi elleriyle çekti Bazen de babalar, çocuklarının hayatlarını zindan eder Omuzlarına kaldıramayacağı sorumluluklar yükler Yapacaklarına engel olur İşte bu yüzden insan, istemediği günü ve geceyi yaşar Herkesin karanlığı ve aydınlığı ayrıdır Herkesin gecesi kendisine karanlık Benim gecelerim ise katran karası Benim gecelerim de şafaklar sökmez Sökse de gündüzlerimi aydınlatmaz Çünkü sen yoksun Benim ışığım, nurum sensin Eğer sen yoksan, bil ki ben hep karanlıklardayım, yokum Her şeyi zamana bıraktım ama biliyorum ki yaşam kısa Bir an geleceksin diye umutlanıp sevinsem de Sen gelir misin, ya da ben görür müyüm? İşte bunu bilmiyorum Şimdi bu gurbet ellerinde kalmışım Gittiğim, yürüdüğüm yollar sana çıkmaz olmuş Çünkü burada yollar, aşka, sevgiye ve sana çıkmıyor Burada yollar ölüme çıkıyor İnsan burada yürümeye korkuyor Dağ yamaçları hep sis, pus ve kahpe pusulara gebe Vatan hainleri vurmak için bekliyor insanı Burada geceler ölüm koksa Türlü türlü ihanetlere gebe olsa da Ben gecenin karanlığını seviyorum Niye mi? Yüzümdeki hüznü, gözlerimden akan yaşları Arkadaşlarım görmüyor Onlarla polyannacılık oynuyor Güçlü bir adam profili çiziyorum, olmayan… |