"Geç kalmamış gibi, hiç gerek kalmamış gibi,
Kuruntu kurbanı duyguların beş kuruş etmiyor,
Esnasında hiç görülmemiş bir rüya tabiri belki de,
Gökyüzünde kaybolmuş yıldızlar arasında,
Yalnızlıkla dans eden gölgelerin ardında,
Yitik umutların izini sürerken yüreğim,
Kırık dökük umutlarla avunur, avunmaz gibi,
Gözlerimde saklı hüznü kimse göremezken,
Sessiz çığlıklarla dolu bu sonsuz gecede,
Işıksız sokaklarda kaybolmuş bir masal gibi,
Rüyaların sınırlarında gezinirken ruhum,
Uykusuz gecelerin yorgun yolcusu gibi..."
"Geç kalmamış gibi, hiç gerek kalmamış gibi,
Kuruntu kurbanı duyguların beş kuruş etmiyor,
Esnasında hiç görülmemiş bir rüya tabiri belki de,
Sonsuz bir mavilikte kaybolmuş gibiyim,
Yıldızlar beni izliyor, sessizce fısıldıyorlar,
Rüyalarım gerçeğe dönüşüyor bu anın büyüsüyle,
Gökyüzü benim olsun, diyorum kendi kendime,
Bir kuş olup uçmak istiyorum, rüzgarla dans etmek,
Ve sonsuza kadar sürecekmiş gibi gelen bu anı yaşamak."
Adım adım yok oluşunu izliyorum, adım adım zihnimden silinişini; hiç olmuşsun gibi, senden geriye bir hiçlik, senden geriye nefret ettiğim her şey...