UNUTTUM SENİ
Papatyam!
Ben seni yüreğime bir ömür farz kılmışken Sen bir dilenciye sadaka verir gibi sevdin beni Oysa ben sana elimi değil kalbimi açmıştım Ama bilmedin Senden sonra keskin bir bıçak gibi Çapraz sevdalara sırt vermişim Her birinin izi, daha dün gibi acı veriyor canıma Yanmaktan köze dönmüş yüreğim Dayanacak gücüm kalmadı gitmelere Zamansız ağardı saçlarım tel tel Tez kırıldı kolum kanadım Ne zamandır bir dosttan mektup almadım Telefonum çalmaz oldu ne zamandır Biliyor musun? Ne zamandır gece ile gündüzün de bir farkı yok benim için Saksıdaki papatyayı da sevmedim nicedir Kırmızı bir gülün dikenleri batmadı elime Ya ben sevmesini bilemedim Ya da sevdiklerim değerimi bilmedi Neden hep terk edilen ben oldum? Anlayamadım şimdi Yalnızlar Mahallesi, Hasret Sokak, Hüzün Apartmanında oturuyorum Ara sıra da özlemler sahiline gezmeye gidiyorum İnan ki çayıma tat veren şeker gibi özledim seni Sanki doğduğum günden beri sensizim Bazı geceler rüyamda bana geliyor gibisin Yüzünü hayal ediyorum, sadece biçimlendiriyorum Sesinin tonunu hatırlayamıyorum Sahi sen esmer mi, kumral mıydın? Adın ne idi senin? Sevda mı, Canan mı? İnan bana sevgili, inan bana unuttum seni… |