Sen yoksun...Ve bir gün beni, gönlünün darağacına asmak istersen eğer, sana yazdığım senli cümleleri boynuma as, öyle infaz et beni. O akrostiş şiirin şifresi senin adın aşk olsundur. Aşk olsun sana, aşk olsun. Işte ben, o sihirli cümlelerin çağlayanlarında arıdırdım kendimi. Her idam sahnesi lirik bir şiiri anlatır kendi hikayesinde. Göğüs kafesinde sıkışan yüreğim sen, diye atarken yüreğimin sesine kulağını dayamadın sevgili. Oysa ben, sana her dokunuşumda baharı andıran bir mutluluğu yaşıyordum gönül bağımda. Gönül dağımda ulaşılmaz bir kardelen çiçeğiydin sen. Sen, yanbasimda sırtını bana her döndüğünde cennet bağında cehennemi yaşadığımı biliyormusun sevgili. Biz, bir elmanın iki.yarisi olamamanın ızdırabını yaşıyorduk. Aşkın en halini hissettirmek istemiştim sana, ey sevgili. Ben sende, enleri yaşarken, sen, benliğinde başka aşkların hayalini kuruyordun belli ki. Şimdi Sensizliğin derin kuyusundayim ve sadece yaz gecelerinin yıldızlı gök yüzünü görüyorum sessiz zaman çığlığının tiz sesinde. Benliğim seni unutmak istesede, yüreğim yine de sen diye atıyor sevgili. Ben, sana küs değilim yine de. Bu aşk ile ben, kendimi aşıp, aşk denizlerine sürükledim. Orada mutlu aşkların kutlamalarını izlerken seninle geçen güzel günlerimizle avunuyorum sevgili. Ben burada avuntular içinde mutluluğu arıyorum ama yine de sen yoksun sevgili, sen yoksun |