SIĞINMACI (26)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Eskiden „iltica eden“ anlamında „mülteci“ denirdi.
Bu Arapça sözcük de yine Arapça (sığınılan yer anlamında), bir zamanlar kullanılan, şimdi artık eskimiş “melce”den geliyor... Araplarla ne kadar sorunumuz olsa da Arapçanın büyük bir dil olduğu kuşkusuz. Gerçi Arap toplumu, ırkıyla, milletiyle, kendi içinde bin parçaya bölünmüş, ayrı konu. Arapça büyük dil. Fakat Türkçemiz de anlatım gücüyle, özlülüğüyle, çevikliğiyle, ondan geri kalmaz. Örneğin öyle bir bir „ci-çi‘“ son ekimiz var ki kullanım olanağı neredeyse sonsuz!‚Mülteci‘ karşılığı olarak kullandığımız ‚sığınmacı‘ böyle ortaya çıkmış. „Sığınmak” gerçekten anlam yükü çok güçlü bir sözcük. Aynı kökten türetilen “sığıntı”, küçümseyici anlamına karşın, gücü yine yüksek bir sözcük. Ülkemizde şu anda yaşanmakta olan “sığınmacı” sorununun ise bu anlamlarla ilgisi kalmamış durumda. Ülkemizdeki sığınmacılar, bunların sayıca önemli bir bölümü zaten TC yurttaşlığı da almış olduğundan, artık sığınmacı değil, ev sahibi konumundalar. Çok söylendi ama tekrar da yarar var: Sayıları milyonlarla ifade edilen, yurttaşımız ya da henüz yurttaşımız olmayan sığınmacılar, bilimsel olarak saptanmış çoğalma hızlarıyla, ülkenin asli yurttaşlarını çok da uzak olmayan bir gelecekte sayıca geride bırakarak sığınmacı ve sığıntı konumuna düşürebilecek, Arapça Türkçenin yerine alacak, doğal olarak Arap alfabesine geçilecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin adı da bu değişimlerden kuşkusuz payına düşeni alacaktır. Böylece karamsar bir tablo mu çizilmiş oluyor? Sanmıyorum: Tarihte böyle şeyler olmuştur. Günümüzde de olmaması için bir neden yok. *** (Sayın Yazar Ataol Behramoğlu’nun 3 Temmuz Çarşamba günü Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınladığı SIĞINMACI adlı köşe yazısının başından alıntıdır. Yazının tamamını okumanızı öneririm.“
Evet, bende aynı fikirdeyim;
Bunlara “Sığınmacı” demenin yanlış ve haksız olduğuna inanıyorum ve gerçek hedeflerinin “Yığılmacı” olduğunu sanıyorum. Uygar olan, bilme inanan her insan, böyle bir aldatmacaya, böyle bir göz boyamaya asla kanmamalı! LAİK düşüncenin İSLAM’laştırılması, TÜRK kültürünün ARAP’laştırılaması, maddenin yapısına, kelimenin kapsamına tamamen ters ve aykırıdır. Benim cevabımsa buna inananlara; “Asla ve Hayır!”dır. Kimin bundan çıkarı varsa, kim siyasi “Sığınmacı” yı “Yığılmacı” yapıyorsa ve her kim ki; Sağlıklı bir şekilde gelişen doğalsal demokratik uygar insanlık evrimini -sonunu düşünmeden- çarpıtmaya çalışıyorsa yanlış yapıyordur bunara cevabım; “Kendini bil ve orada dur!” olur. Sığınmacı ve Arap’ı vatandaş yaparak, onların doğurtkanlıklarını, müslümanlıklarını, bize karşı silah olarak kullanmak; Onlara para, ev, sağlık sigortası ve iş vermek, kendi vatandaşlarının sorunlarıyla ilgilenmemek; ırkçılık, faşistlik ve Vatana Hiyanet’tir,(*) ki bu “Hoşgörüsü imkansız bir cinayettir!” (*) Son günlerdeki ülkemizdeki olaylarda bilinçsiz olarak kullanılan bu üç küfür terimin gerçek anlamını ŞİİRİN HİKAYESİ’nde bulabilirsiniz. Bu hakaretin tamamen yanlış kişilere kullanılmasını önlemek için Sayın Ataol Behramoğlu’nun köşe yazısının tamamını mutlaka okumanızı öneririm. |
Bu hezeyânların, en dip düzeyde hayvânî!