![]() Mavi Kelebek Matbaası
Şimdi zaman gözyaşı nefeslerini estiriyor
Bir kor ki alev alev yakıyor tüm çiçekleri. Sadece bir KARANFİL şimdi avuçlarımda. Gözyaşlarımla beslenmişti benim çiçeğim. Damla damla akıttı acıyı taa ki içime. Yokluğun hüzünle dizili ateşli bir kolyedir BOYNUMDA. Şimdi güneşin ardındaki gözlerin bir silah gibi. Ne zaman ki uykuya dalsa vurur gözlerimi. Anılarımda saklı kalan zindanlarımdaki SEN. Anahtarı kayıp hasretin dolu bir mahzende, Beyaz bir güvercin hapsedilmiş penceresi yok. Bir türkü gibi şehrinden özgürlük şarkısı gerek. Dudaklarınla hadi ıslık misali kavuşmalara dair, Şarkımızı söyle yağmurlar eşlik edecek göreceksin. Yorgunum,tükeniyorum,artık gel sen ya, İnan ıslanmadık hücrem kalmadı aşkınla. Dönüşüne dair hergünüm heyecanlarla, Dopdolu nöbetlerindeyim eksiksiz ardında. Binlerce kez yokluğuna rağmen mutluyum. Neden diye sorma dilim isminle kelepçeli. Sevgim sende ömürlük sürecek bir tutuklulukta Bahçelerimde erimez soğuk nefesinle örülü. Bu mutluluk serüvenin özeli SENSİN çünkü. Aldığım nefesin mecburiyeti gibisin. Sadece sana M E C B U R U M İstanbul’u özel yapan galata gibi, Yokluğunda maziye iz bırakmalı sana sevgim. Sana olan bu tutkum bu bekleyişin, Bir ismi olacak ülkende devrim yaratacak. Karanlıkta kalmayacak tarih gibi anlatılacak. Biliyorum yokluğundaki hasretin bana DİKTATÖR olacak. Asla vazgeçmeyecek bu kalp yolunda olacak. Huzursuzlukları alt üst eden özlemindir dayanağım. Korkusuzca sadece seni anlatacak, Şiir kitapları durmadan yazılacak. Sana aşkımın mavi kelebek matbaalarında, Cilt cilt basıyorum tüm hasretliklerimi. Seni beklerken döküldü saçımın siyah boyası. Duvarlarım kar beyazı düşlerinin bitişlerinde. Gün batımıyla suya yansıyan yüzünle, Yalnızlığımla yalınlığım arasında bir davasın. Hadi ey çarem sessiz kalmasın bu hasret. Gel tek celsesinde idamla verilmesin hükmü. Gel ki tarihte takvimler bizi göstersin aşk diye. Gel ki tüm sokaklara adımız verilsin. Öyle gel ki vurulduğum gözlerinde UYANAYIM... Erhan Çuhadar Sabır Gemisinin Kaptanı |