Cevapsız Sorularım
O sihirli kalemin kimin adını fısıldıyor ,
Beyaz sayfaların kulağına? Hangi renksiz duyguları yaşatıyor sözlerin? Hangi kirli dudaklarda harcanıyor adın? Yine yıldızlardan kayıyor mu umutların? Gökkuşağının renklerine asıyor musun , Duygularını? Dağ eteklerinden nergis topluyor musun, Hâla ben seviyorum diye? Rüzgara meydan okuyor mu saçların? Öfkelendiğinde şimşekler çakıyor mu, Yine bakışlarında? Kalbinin penceresi kaç bahara açıldı bensiz? Hala seviyor musun yağmurda yürümeyi, Mesela? Of… of sormak istediğim ne kadar çok şey, Varmış sana. Saçlarını koklama dan uyuyamam , Diyordun ya hani. Şimdi sözünü tutuyor mu o yalancı, Gözlerin? Her gece yıldızlardan kayıyor’um seninle. Saman yolunda el ele yürüyoruz, Kimse yargılamıyor bizi. Rüzgar serenat yapıyor duygusal bir, Melodi ile. Başım omuzlarına yük değil artık, Bir tüy gibi hafif gelincik kadar narin. Dudaklarındaki busenin sıcaklığıyla uyanıyorum. Yalnızlığın hüzünlü sabahlarını sarıyor, Yine kollarım. Yaşıyorsam bu gün. Hâla gülümseyebiliyorsam, Göz kırpan yıldızlara. Sabahın telli duvağına konuyorsa kelebekler. Sebebi senin nefes alıyor olmandır, Mavi gökyüzünün altında. Kar yağıyor, zemheri ayazında hayallerim üşüyor yine. Ayın şavkı düşmüş karlı dağlara . Sanki yere inmiş yıldızlar. Koşarak uzaklaşıyor sun yine rüyalarımdan. Gitme dediğim kaç rüyadan firar ettin, Mutluluğa beş kala? Yine yalnızlığa mahkum ettin beni. Git be güzel gözlüm git, Ben bu sabahta gözlerinin kahvesini, Yudumlarım. Kırk yıl hatırın kalır yine bende. Kırk yıl daha senle. Meryem Keskin 01.04.2024 |