Unut gitsin
Bir avuç mutluluk değil mi hepimizin arzusu
kaçımız kavuşabildik buna,çok azımız doğrusu dedim dedilere takıldık kor ateşlerde yakıldık nice oyunlardan atıldık hep şu dilimiz yüzünden... Bazen biz söyledik durduk birileri dikkatle dinledi bazı gün onlar söylendi kalplerimiz inim inim inledi söz dediğin nedir ki hepsine bunca anlam yüklemişiz bir çift kıymetsiz söz yüzünden kimlerin ipini çekmişiz... Unutmuyor hatırlıyor on yıl yirmi yıl öncesi bir sözü alevlendiriyor yeniden çoktan sönmüş bitmiş közü doğru mu yalan mı o bile meçhul,belki de külliyen yanlış büyük ihtimal hafızasının bir oyunudur bu ilkbaharı eder kış... Sözler irili ufaklı sade yalın karışık kimi zaman tumturaklı şerbeti ağır hazmı güç sindirilemeyen hem de kaymaklı aileler dağılıyor öz kardeş kardeşe kin bağlıyor darılıyor güvenler sarsılıyor kimse kimseye gerçekten inanmıyor... Uzun lafın hülasası unut gitsin güzel kardeşim unut bitsin hayat kısa kelimeler sonsuz, sığmıyor bir ömür kafamıza at hepsini içinden gönlünden zihninden kurtul bundan böyle devam edersen geriye hiç eser kalmaz umudundan... Hem kendini hem seni seveni üzüyorsun böyle yaparak sohbetlerin içine hatırlatmalarla bir avuç zehir katarak olmamışı olmuşçasına olmuşu abartıyla ballandırarak eline ne geçti sanki mütemadiyen geçmişte yaşayarak... Kelimelerin üstünde durma mutsuz olursun demiş dedem ömrü boyunca kelimeleri düşündü ve yazdı oysa annem abim unutmak özgürlüktür demişti vaktin birinde bana ne güzel bir tespitmiş meğer anlayıp hayatına uygulayana... Acıtıyor can yakıyor düşünülmeden düşünülerek edilenler sözler hasta ediyor diğer abim de demişti beynimi yediler çok takıldım çok üzüldüm yıllarca ağlayıp inledim ben de anladım ki iddia ediyor boşu boşuna söyleyen de söylenen de... Bugün savunduğu bir şeyi yarın inkar edenler mi dersin söylemediğim bir sözü söylemişim gibi suçlayanlar mı istersin içinden çıkılır dert değil bu, kim doğruyu söylüyor Allah biliyor için rahat edecekse sen Allah’a bırak ben eminim diyor... Sanki mahkemede yargılanıyorum suçluyum sanık benim işlemediği suç için bile cezalandırılan özür dileyen biriyim karşı taraf daima haklı doğru dürüst ve madur görünüyor ben ise temize çıkarıyorum onun sözlerini o ise bunu bilmiyor... Bir damlacık mutluluk değil mi şu fani alemde hepimizin arzusu bir çift tatlı söz bir güleryüz karşıdakine inanmak bir damla su oysa sözler yakıyor bağrımızı unutulmayan değiştirilen sözler tahrifata uğrayan inkar edilen söylemedim denilen sözler... Doğrusunu bir tek Allah biliyor öyle ise bu tartışmalar niçin ortada duruyor hayat sofrası, ya güzelliği ya da çirkinliği seçin benmişim alıngan, vesvese yapmam diyor pratikte tam tersine bırak bırak kardeşim bunları, kim ne yaparsa o düşer hissesine... Dedim dedileri boşver, kelimeleri gökyüzüne bırak uçsun gitsin bu sıkıntı bu ızdırap bütün dırılar vırılar yanlış anlaşılmalar bitsin bunları düşünmek için çok uzun değil sınırları belli hayatlarımız çözülsün dil zincirimiz, sonsuzluğa açılsın muhabbet kanatlarımız... Gülhan Çeliktaş |