ATATÜRK ÇOCUKLARI (33)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „…
AKP’li Cumhurbaşkanı Beştepe’de, 5 Haziran 2024 tarihinde Anadolu Medya Ödülleri Töreninde, Hakkâri Belediye Başkanı’nın yerine kayyım atanması konusunda “Yargı burada kanunu değil hukuku konuşturmuştur” diyor. Tam cümlesi şöyle: “Özellikle yargının Hakkâri ile ilgili vermiş olduğu karar kusura bakmasınlar ama kimseyi rahatsız etmesin. Yargı burada kanunu değil hukuku konuşturmuş ve kararını da buna göre vermiştir.” Oysa yukarıda açıkladığımız üzere, Roma Hukuku’nda bile, yani iki bin yıl önce dahi, “kanunsuz suç olmaz” ve “kanunsuz ceza olmaz”. Üstelik bizim Anayasa’mız da 38. Madde’de bunu ifade etmiştir: Madde 38 - Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır. Tarih, haksızlıkları ve hukuksuzlukları, çıkardıkları “hukuka aykırı” kanunlara dayandıran iktidarları görmüştür... Ama galiba ilk kez, kendi çıkardığı kanunlara bile uymayan ve bunu olmayan bir “hukuka” dayandırmak isteyen bir iktidar ile karşı karşıyayız!“ (Sayın Yazar Emre Kongar’ın 9 Haziran Pazar günia Cumhuriyet Gazetesi’ndeki,“ 200 YIL DEĞİL 2000 YIL ÖNCESİNE GÖTÜRÜLÜYORUZ.“ adlı köşe yazısının sonundan aynen alınmıştır. Yazının tamamını okumanızı öneririm.)
Seni 200 değil
2000 yıl öncesine götürseler bile;(*) Ne yıl-ne kırıl-nede eğil, diren, karşı çık ve sakın boyun eğme! Ne para kaldı aralarında paylaşılacak, nede fikirleri, karşı çıkılacak. Diyelim ki ilk dertleri “Cemaat” idi; oda bitti, hepsini hapse soktuk, banka hesaplarını soyduk, el koyduk mal varlıklarına, sahip çıktık bavul ve ayakkabı kutularındaki paralarına, hepsini sıfırladık ve rahatladık artık. Bunların ikinci dertleri Laiklik! Biz Atatürk Devrimleri’nin izindeydik, Sıkma’ladılar-türban’ladılar kadınlarımızı; Din diye-Tarikat diye erkek baskısına kurbanladılar genç kız ve bacılarımızı! Başörtü yetmedi bize! Niye? Bunların üçüncü fikri ‘Kalkınma” ise; Enflasyon geldi, hazır parayıda yedi, köprü-yol, uçuş-geçiş garantisi vere-vere geliniverd bu yere. Yurdumuzu Dolar karşılığı Arap’lara satanlar, Sığınmacı’ları ucuz işçi-vatandaş yapanlar Tarikat’ler, Cemaat’er, Medere’ler açarak; “Herşey Allahın işidir!” diyecekler ve kalmadımı birşey paylaşılacak birbirlerini yiyecekler. Şu an sinip-gerilediler Atatürk Devrimleri önünde, yarın dahada yitip-bitip eriyecekler. Hesap günü gelince, en ağır cezayı yiyince, bizede; “Bilmiyorduk!” diyecekler. (*) Biliyorum; “Tarihsel ve Bilimsel” olduğundan Sayın Emre Kongar’ın ŞİİRİN HİKAYESİ’ndeki yazısı; Terazinin bir kefesinde ağır basacak, benim kefemde ise hafif gelecek sizlere şiirim! Olsun, sizde ortalamasını alıverin, ne diyeyim? |